- Gittin... Bir yemin kaldı aramızda Yarısı senin Yarısı benim... Canan Tan - Hasret
- Parmaklarımın arasından kayıp gidiyor. Tüm umutlarını yitirdiği noktadan geriye, çöküşe doğru son hızla koştuğunu görebiliyorum. Ve ben, kahrolarak izlemek dışında hiçbir şey yapamıyorum onun için.
- Yalnız değil de yapayalnız olduğunu hissettiğin zamanlarda yaşadın mı hiç? Çevrende kimse yokken yalnızsındır. Yaşamanın ıssızlığında kimsesiz kalmaksa, bambaşka bir duygu. Yapayalnızlık budur işte.
- Acıya alışmak dedikleri bu olsa gerek. İyi ki böyle. Düşünüyorum da, ilk gün ki acı aynı gücüyle kalsa, hiç kimse yaşayamazdı herhalde. O kopkoyu acı, keder, kahroluş, pılını pırtını toplayıp, geldiği çabuklukla çekip gitmiyor aslında. Olduğu yerde duruyor! Şekil değiştiriyor yalnızca,daha katlanılır bir çehreyle çıkıyor karşımıza.
- Bir kez daha tek başınalığa mahkum olmaya isyanım var. İki kişi çıktığımız yolda, yalnız yürüyecek gücüm yok benim.
- ...pişirdiği sıcacık bazlamalar, bin bir çeşit meyveyle hazırlanmış reçeller, kaymak, yoğurt...Hepsi de ev yapımı, hepsi taptaze. Tavernada misafirlere sunulan rakı ve şarapların ev yapımı olduğunu gururla vurgulayan Omorfia, sofradaki yiyeceklerin de kendi emeklerinin ürünleri olduğunu söylemeden geçemedi.
- ....Deniz henüz beş yaşında. Verandaya kurulmuş sofranın etrafında hoplayıp zıplayarak,annesiyle babasının kahvaltıya inmelerine bekliyor. Kevser,mutfakla veranda arasında gidip gelmekten yorgun düşmüş,yetmezmiş gibi bir yandan da Deniz'in yaramazlıklarını göğüslemeye çabalıyor.Dili de durmuyor yumurcağın;soru üstüne soru sorarak bunaltıyor kadıncağızı. ''Kevser Teyze,neden bu peynir sarı da öteki beyaz?'' ''Sarı olanı kaşar peyniri,diğeri de beyaz peyniri.'' ''Ya zeytinler?Şunun adı ne?'' ''Yeşil zeytin o.'' ''Rengi yeşil değil ama.'' ''Kalınca kızarmış biraz,toplanırken yeşildi. '' ''Ya diğeri? Siyah olanı? O ne renkmiş toplanırken ?'' Sabrı taşıyor Kevser'in. ''Çürümüş zeytin o!'' deyiveriyor. ''Çürümüş mü?''derken gözleri büyüyor Deniz'in. ''Evet.Bekleye bekleye çürümüş,kararmış,simsiyah olmuş...'' O günden sonra siyah zeytini ağzına koymamış Deniz.Pizzanın üstündeki,salatanın içindeki küçük zeytin dilimlerini bile titizlikle ayıklamış.Nehir'i bile şaşırtmış bu sıradışı titizliğiyle. ''Neden sen hiç siyah zeytin yemiyorsun Deniz?'' ''Yiyemem aşkım...Çürümüş zeytin o!''
- Nerden bilebilirdim ölümün kuytulara sinip pusu kurdugunu, hepimizden rol calip aceleyle, pür telaş , basrol koltuguna kovuluverecegini ...
- Minicik çocuk ellerimi avucunun içine hapsettiginde yuregim yureginde eriyordu babacigim. Parmaklarim buyudu diye mi tutmuyorsun artik ellerimi? Keske hep kucuk kalsalardi ?
- Mutlu etmekten önce mutsuz etmemeyi hedeflemeli insan