- Büyümek istemiyorum ki ben! Abi olmak da.. Hele o çocuğun abisi olmayı hiç, ama hiç istemiyorum! Hem, büyürsem sevmez beni babam. Küçük çocukları seviyor o. Cansu anlattı, amcamın kızı.. Bir oğlu daha varmış babamın. Öbür evinde... Yeni doğmuş, minicikmiş. Çok seviyormuş babam onu. Bir de,"Sen yaramazlık yaptın diye gitti baban," dedi Cansu. Hep usluyum artık ben. Abi olmamak için de yemek yemiyorum. Canım istemiyor..
- "Üzülmeye değmez" diyor Dünya. "Bırakıp gidenin de, gidip gelmeyenin de canı cehenneme!"
- Kandillerin ışığı siyaha yürüdüğünde
Gözlerini bana bırak
Işığım olsunlar..... - En acısı da ne biliyor musun?
"Aslında sana hiç sahip olamadığımı, seni
kaybettiğimde anlamış olmam." - Sızılıydı konuşmaları, hüzün kokuluydu. Ama bir o kadar da coşkuluydu...
- Ne benim sözüm geçer bu iklimde ne de senin. Böyle gelmiş böyle gider, son söz TÖRE'nin.
- Komşu kadının aşırı sevincinin yanında sönük kalmaktan çekinir gibi, beşiğe yaklaştı İsmail de. Bebeğin tüy misali yumuşacık saçlarına değdirdi parmağını. Belli belirsiz bir gülümseme dolandı yüzünde.
- Çayları doldurdu Pembe. Bir yudum çay, bir lokma börek, tepsiler dolusu kahır! Sıra sıra dizildi boğazlarına...
- Kış ortasında
Güneş bile iliklerine kadar üşürken
Bütün güzelliğiyle açıveren bir KARDELEN
Umudun çiçeği - Her yeni başlangıç
Yeni bir umudu da beraberinde getirir.