- Küçücük bir kum tanesi, bedenine yerleşen. Ya özümseyeceksin ya da irinleşecek derinliklerinde. Sancılı kıvranışlarla atıvereceksin uzaklara. Geldiği yere, belki de bambaşka diyarlara savrulup gidecek.
- Yanılıyorsun Ferda.
Klişeleşmiş bir laf vardır, bilirsin...
"Sevdiğini özgür bırak, döner gelirse senindir; dönmezse, zaten senin hiç olmamıştır!" derler. - "Bir fotoğraf karesi düşünün . Tüm kareleri pırıl pırıl,canlı mı canlı renkleriyle yüzünüze gülüyor.. Bir tek kare karanlıkta kalmış...Onun için tüm fotoğrafları yakmaya değer mi?"
Bu kadar basit demek. Sessiz kalmak, onu onaylamak olacak.Buna dayanamam.
"Ama bir tek kare var ya..."dyorum."Diğerlerini de karaya bulayacak güçteyse eğer ,görülecek tek bir fotoğraf kalmaz ortada." - yüreğim seni çok sevdi
o yürek talan
o yürek yangın yeri
o yürek seni istiyor
bir tek seni... - Dansımız bitti! Sonsuza dek susturuyorum orkestrayı..
- Düşünmek ayrı şey, duymak ayrı...
- Benimkiler bir bütünün parçaları. Düşündüğüm gibi duyarım ben.
- Çevreye karşı! Başkalarının görüşü bu kadar önemli mi? Biz içimizde yalnızca arkadaşlık yaşarken, dışarıya berabermişiz görüntüsünü vermek niye?
- Kendimden, alışkanlıklarımdan ödün vermek, hırçınlaştırıyor beni. İçimdeki dalgalanmaların dışa yansımasını perdelemek için, davranışlarımda değişiklik yapmak zorunda kalıyorum. Bu da beni ben olmaktan uzaklaştırıyor ne yazık ki...
- Özellikle de bunalımlı zamanlarımda. Sıkıntılarımı Dicle'nin sularına gömer, içim ferahlamış olarak şehre dönerim...