- Zanaatkarın yerini tüccarın alması acınacak şeydir hakikaten!
- -Pek dalgınsınız Hayri Beyefendi! Bereket versin, Doktor Ramiz yanımda. O varken benim kendime ait işlerde söz söylememe lüzum yoktur. Şimdi de o cevap veriyor: - Hayri bey, daima böyledir!
- Demek Kulüp rakısının başka cinsi de var. Niçin olmasın? Her şey sınıf sınıf. Kadınlar da öyle değil mi? Selma Hanımefendi, Nevzat Hanım, Pakize, Sonra Pakize'nin kardeşi olduğu halde mesela büyük baldızım...Hepsi ayrı cinsten. Daha niceleri var. Kainat lahana gibi, yaprak yaprak, kat kat
- Bırak doktor şu psikanalizi... Allah belasını versin! Biz şimdi rakı içiyoruz.
- Ben sabah akşam, giyebileceğim şöyle temizce bir gömlek bulamıyorum diye yanıp yakılırken, kısmetimin açılmasını himmetinden beklediğim Gömleksiz Dede, kendisine hediye edilen gömlekleri sokak ortasında cayır cayır yırtıp atmakla meşguldü.
- Çirkin, diyorsunuz, binaenaleyh bugünün telakkilerine göre sempatik demektir. Sesi kötü, diyorsunuz,şu halde dokunaklı ve bazı havalara elverişli demektir. Kabiliyetsiz diyorsunuz, o halde muhakkak orjinaldir. Yarın baldızınızla meşgul olurum... Yarından itibaren baldızınız sahnededir, meşhurdur, gazetelerde ismi sık sık geçer...
- Dostum, işler bizden sonra dünyaya gelmişlerdir. İşleri onları görecek adamlar icat eder. Biz de bunu icat ettik.
- Yani bir nevi otomatizm... Asrımızın asıl büyük zaafı ve kudreti. İçten içe hazırlanan aydınlık ve düzenli yeni Orta Çağ'ın temeli ve belkemiği. Haklısınız. Hayri Bey... Hayri Bey siz bir dahisiniz. Öyle bir şey buldunuz ki... Tam çalar saat gibi konuşup susacaklar insanlar, değil mi? Plak insan... Harika!
- Ah Yarabbim, ekmek paramı niçin bana doğrudan doğruya vermedin de beni başkalarının uydurduğu bir yalan yaptın!
- Halit Ayarcı bu sefer de ceketinin düğmeleriyle oynamağa başlamıştı. Bu demekti ki, iş bana düşüyordu. Bütün kuvvetimi, cesaretimi topladım. "Ya pir!" Fakat yalancıların piri kimdi acaba?