- Yaratmak da, yok etmek de sana mahsustur. Alo karen Merhaba nigel Sesim buruk çıkıyordu. Nasılsın? Zeki adamdı sevgilim, hemen anladı bir şeylerin ters gittiğini. Ne oldu? Sesin tuhaf geliyor. Yok ben iyiyim, soruşturmayla ilgili bir pürüz çıktı da. Öyle mi? Neşesi sönmüştü. Kimbilir hangi duygularla etmişti bu telefonu, belki de Mevlana'nın şiirlerinden birini okuyacaktı yine. Boşver dedim gönlünü almaya çalışarak.
- Florya bikeziklere baktı, bir model seçti - bu güzelmis dedi Bilezigin bahane olduğunu biliyordum. - Ben bundan dağa güzelini yaparım dedim - Biliyorum yaparsın
- Kıskanmıyorum " dedi Ayşe hiç düşünmeden. "insan tanımadigi birini nasıl kıskanır "
- "Birine çıkma teklif etmek başka, aşık olmak başka..." " stefan sana aşık olmadı mi" " aşık olsa gidermiydi" Rafi dudaklarini büktü "Bilmem...." "Nasıl bilmezsin ? sen olsan aşık olduğun insanı bırakıp gidermiydin?" "Gitmem..."
- "Aşk diyorum komiserim, aşk. Bildiğin delilik.. Aşk dedin mi orada dur. Akıl filan çalışmıyor..."
- Eğer Yahuda, Hazretleri İsa'yı ihbar etmeseydi , İsa nasıl göğe yükselecekti? Eğer İsa çarmıha gerilmeseydi, yani insanlığın bütün günahlarının bedelini kendi bedeniyle ödemeseydi, nasıl ölümsüz olacaktı? On iki havariden yükü en ağır olanı Yahuda'ydı. Öteki havariler , inançları için canlarını vermeyi göze alarak azizlik mertebesine ulaştılar. Elbette hayırlı bir işti yaptıkları, ama asıl marifet inancın için iyi olmak kadar kötü olmayı da başarabilmekte. İblis gibi lanetlenmeyi göze alabilmekte. Sadece senin bildiğin hakikatin ağır yükünü tek başına taşıyabilmekte. Bütün dünya seni hain bilirken , kadim sırrınla yapayalnız kalabilmekte. Yahuda bunu yapmıştı işte. Kutsal yazgının yerine gelebilmesi için sadece bedenini değil , ruhunu da kurban olarak sunmuştu İsa Peygamberin ayaklarının dibine sayfa; 306
- 'Ey kerim olan Allah , eğer sen yalnız iyileri kabul ediyorsan, suçlular kime yalvarıp yakarsın? sayfa 355
- Bir gün bir müride sordular. Senin mürşidin mi iyidir, yoksa Bistamlı Bayezid mi ? Mürit düşünmeye bile gerek duymadan yanıtladı 'Mürşidim daha iyidir' 'Ya Mürşidin mi daha iyidir yoksa, haşa hazreti Muhammed mi ? Cevap yine aynıydı. 'Mürşidim' 'Ya mürşidin mi daha iyidir yoksa Tanrı mı ? Ağzından çıkan söz değişmedi. Mürşidim. 'Böyle söyleyerek günaha girmiyor musun ? Mürid kendinden ve sözlerinden emin, gururla açıkladı. Girmiyorum. Çünkü bana Allah'ın varlığını , birliğini, üstün niteliklerin onda toplandığını , eşi benzeri bulunmadığını öğreten mürşidimdir. Çünkü mürşidi olmayanın imamı şeytandır. sayfa 352
- Onun için yaşam bir eğlenceden ibaret. Gezelim , tozalım, yiyelim , içelim , dünyaya gelmişken tadını çıkartalım diyor. Haksız değil , herkes bunu ister. Öte yandan dünyaya gelmenin bir bedeli , bir sorumluluğu var. Aldığımız her solukta , içtiğimiz her yudum suda , çiğnediğimiz her lokma ekmekte başkalarının da hakkı var. Tükettiğimizin yerine yenisini koymamız gerek. sayfa 293
- "Ölüm, şehirlerimizi kaybetmekle başlar." kim söylemişti bu cümleyi hatırlamıyorum, ne yazık ki doğru.. doğru lakin eksik. ölüm, şehirlerimizi kaybetmekle başlar, vatanımızı kaybetmekle neticelenir. şu anda, kabusu andıran duygu kemiriyor içimi. şehrimi çoktan yitirdi, sıra vatanıma geldi. belki onu da çoktan yitirdim ama farkında değilim.