- Bu anda karşısına çıkar düşman elçisi ;
Almış onu, getirmiş, olmak için bekçisi.
Alparslan :
Elçi gelsin buraya!
- Başüstüne Sultanım!
Elçi ( girerek) :
Kayser'in selamı var, ey muazzam Hakanım!
Diyor ki : "Biz, bir büyük ordu ile yürüdük,
Dağlan, ovaları askerlerle bürüdük !
Maksadımız, gitmektir buradan ta Bağdad'a,
Halife'nin başını kestirmektir cellada.
Geçtiğimiz yerlerde kalmıyacak bir İslam,
Serdarlara emrettim, yapacaklar katliam.
Yaktırayım Kur'an'ı, yıktırayım Kabe'yi,
Şarka gelen, görmesin minareli kubbeyi ...
Alparslan :
Artık yeter! söyleme ey uğursuz tercüman!
Bir elçi olmasaydın, işin olurdu yaman ...
Git, söyle Kayser'ine : "Hak, esirger dinini ;
Kolay değil fethetmek, arslanların inini.
İslamiyet, bir kızdır ; bekçisi, Türk bir arslan !
Elinde dal kılıcı, bekler onu her zaman ! ".
Git, söyle Kayser'ine, biz sulhü çok severiz,
Lakin harbe girersek, insan değil, ejderiz !
İslamiyet güneştir, biz, onun kıvılcımı;
Yenmeden, kına sokmam, çekersem kılıcımı !
Git söyle Kayser'ine, ufukların süsüyüz !
Baykuştan pervamız yok, biz şahin sürüsüyüz ! - O şey nedir?.. bir vecidli gönül mü?
Kudsi olan her şey ona dil midir?
Öyleyse al benim de son sözümü:
«Din kalpteki vecdin müsbet ilmidir!» - VATAN
Bir ülke ki cami'inde Türkçe ezan okunur,
Köylü anlar ma'nasını namazdaki duânın...
Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kur'an okunur,
Küçük, büyük herkes bilir buyruğunu Hudâ'nın..
Ey Türk Oğlu, işte senin orasıdır vatanın!
Bir ülke ki toprağında başka ilin gözü yok,
Her ferdinde mefkûre bir, lisan, âdet, din birdir.
Meb'usânı temiz, orda «Boşo» ların sözü yok,
Hududunda evlâdları seve seve can verir,
Ey Türk Oğlu, işte senin orasıdır vatanın!
Bir ülke ki çarşısında dönen bütün sermaye,
San'atına yol gösteren ilimle fen Türk'ündür.
Hırfetleri birbirini dâim eder himaye;
Tersaneler, fabrikalar, vapur, tren Türk'ündür;
Ey Türk Oğlu, işte senin orasıdır vatanın! - KAVİM
Dediler : Kavminin bir adı var mı?
Adı bir değil çok, bu da bir âr mı?..
Türkiye devletim, Türklük milletim;
Cinsinin çokluğu Türk'e zarar mı?
Hun yanlış bir tâbir, «Koyun»danım ben,
Moğol'dan değil, Türk soyundanım ben;
Türklerin içinde mevki'im belli :
«Oğuz» ili; «Kayı» boyundanım ben.
Ne kadar Türk varsa bu gün cihanda,
Burdaki harsa var meyli, vicdanda,
Dili dilimdendir, dini dinimden,
Olacağız biz hep aynı vatanda.
«Karacık» dağından, «Kıpçak» çölünden
Gelen atalarım gibi Türk'üm ben.
Bana yol gösteren benden olmalı;
Olamaz Türk'e baş, Türk'üm demeyen.
Osmanlı kalamaz Türk'ü sevmeyen! - ENVER PAŞA
Bir kalbsin ki tereddüdsüz, şüphesiz,
Bir ruhsun ki iradeli, imanlı;
Sen olmasan ihtimâl ki şimdi biz
Kalacaktık Avrupa'da bühtanlı.
Herkes me'yus iken şendin ümid-vâr,
Bu miNete ancak senden ümid var...
Mağlûb idik, sen etmedin tereddüd,
Dedin: «Bu il yine galib olacak.»
Ordumuzda yaptın ânî teceddüd,
Dedin : «Biziz harbe tâlib olacak.»
Siyasette ittifaklar dokudun
Yedi çara birden meydan okudun...
Biz hepimiz şüphelerin içinde
İken, vardı sende büyük itminan,
Arş'tan sana ya ilâhî bir müjde
Verilmişti, yahud kudsî bir ferman.
Biliyordun nedir Hakk'ın muradı.
O imanla açtın büyük cihadı...
Tarih diyor: «Bütün büyük fatihler
Milletleri gibi Hak'tan mülhemdir.»
Bugün halk da senin gibi mübeşşer,
Yalnız sana vâzıh, ona mübhemdir :
Semalardan gelen gizli Hak sesi
«Türkler artık kurtuluyor» müjdesi... - ??Türklük hem mefkürem, hem kanımdır ; Sırtımdan alınmaz, çünkü kürk değil! Türklük hadimine ??Türk değildir!?? diyen Soyca Türk olsa da ??piçtir??, Türk değil.??
- ?? Sümlim Tat: Asla Türkçe bilmeyen İranlı. Bundan başka Türkçe bilmeyen herkese sümlim adı veriliyordu.??
- ?? Her soyun ortak vicdanı, ayrı dayanışması, ayrı mefkuresi (ülkü) vardı. Bu ayrılıkları yönlerden, mevsimlerden, unsurlardan, hayvanlardan, renklerden oluşturulan dört çeşit simgede görüyoruz. Bu dört soyun her birinin ayrı bir kutsallığı vardı. Kutsallığın dört türü, bu dört çeşit sembolde belirirdi.??
- ?? Görülüyor ki şamanizmdeki gerek totemler, gerek koruyucu ruhlar hep dişidir. Bu dinin, kadın dini olduğu bununla da kesinleşmiş olur.??
- ?? Türklerde kutsal kuş Tuğrul?dur.??