- "Benim dikkatimi en çok alt dudağı çekiyordu. Dudak saplantısı olan biri değilim, ne var ki bu dudak oraya sanki kızın içinden geçen her şeyi ifade etsin diye konulmuş bir enstrüman gibiydi." -Sayfa 28-
- "Ailemin İstanbullu olduğu söylenir. İçinde bir parça övünç payı bulunan bu iddia bana hep biraz saçma gelmiştir. Bizanslı olmadığımıza, soyadımız Palaiologos olmadığına göre ailemiz kim bilir nereden göçmüş bu şehre." -Sayfa 30-
- Yolda kaldı gözlerim, sümbül saçlım, şarap dudaklım gelecek Vay onun ceylan gözlerinin derdine düşene Hayran olacak, mest olacak; başına sevda gelecek.
- "Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar" dedim. "Ama çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz!" Sayfa-236
- İçimdeki derin ve köklü karanlığın farkında değil. Çünkü insanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bakıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil. sayfa-29
- Birden yine içimdeki karanlığın koyulaştığını duydum. Bütün gücüyle içimdeydi. Yerin binlerce metre altındaki taş bir hücreye, yedi kat zincirlerle bağlanmış gibi soluksuz bırakarak boğuyordu beni. sayfa- 133/134
- "Aslında" diyordu, "Cumhuriyet'te olan biten şu: Hasta adamın çevresini Türk bayraklarıyla kapladık, törenle, bando mızıkayla caddelerden geçirdik. Ve buna yeni bir isim taktık. Oysa hasta adam yatıyordu içinde."
- Doğa onları türün devamı etmesi için kandırmaya uğraşıyor. Aşk denilen şey, çocuk yapmakla sonuçlanması gereken bir kandırmaca mı gerçekten?
- Kadın söylenir adam gaza basar, kadın biraz daha söylenir adam biraz daha gaza basar ve aile yarı bilinçli bir intihara sürüklenir.
- Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak.