- İnsanlar, ölülerini toprağa gömüp, gökyüzüne gitti diyen bir türdür.
- Hayvanlar yıldızları göremez, çünkü başları eğik gezerler. Ancak başkaldıranlar görebilir onları.
- Memur çocukları babalarının kaderini değiştiremiyor, yine memur oluyorlar. Üç kusur maaşa talim etmekten kurtulmaları mümkün değil. ... Eğer ailede iş yapma genleri varsa, yapar büyütürsün ama memur genleri varsa sadece memur olursun.
- Evliliğe giden yol harcamadan, evlilik ise karı kocanın baş başa verip tasarruf etmesinden geçer...
- Ölüm, doğum, hayat... Kolayca söylediğimiz kelimelerin iç anlamlarını bilsek dehşetten donar kalırdık.
- Tek bir ana sığan sonsuzluk, sonsuzluğu anlatan tek bir an. İşte halimiz bu. Zaten fark etmiyor. Bildiğim tek şey ölümün, uzun bir bekleyiş olduğu.
- Evliya Çelebi'nin mizahıdır bu" dedi."Gezdiği yerleri, gördüğü insanları edebiyat tadıyla anlatır;hani şu büyülü gerçekçilik dediğiniz ve hayran olduğunuz türün en büyük ustasıdır. Daha on yedinci yüzyılda göğsüne iğde dalı saplanarak öldürülebilen vampirleri,başlarına kül sürerek kendilerini tavuğa dönüştürebilen kadınları, üflemesiyle nehirleri dondurabilen adamları anlatır. Müthiştir, müthiş.
- Eğer ipekböceği sadece birgün yaşayacağını bilse o değerli giysiye bürünmek için böylesine uğraşır mıydı?
- Müzik edebiyat gibi duyguları anlatmıyor,bizzat yaşatmak amacını güdüyordu. syf:21
- Nietzsheden yaklaşık altı yüzyıl önce mevlana diyordu ki : geçmişi unut koy bir kenara yeni bir sayfa aç kurtar benliğini dünden bugünün çocuğu ol bütün bilgeliği ve gülümseyişiyle gençliğin şu anı hiç terk etme ne olur sonsuza uzanan şu günü ,terk etme . Denemenin bitişinde vardığım sonuç tatsızdı doğrusu çünkü Nietzsche de, Mirabeau da yeni bir şey söylememişti, İslam mutasavvıfları onlardan yüzlerce yıl önce bulmuşlardı gerçeği.