- "Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!"
"Peki, sen ne görüyorsun bakalım?"
"İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan." - Düpedüz sarıl bana dedikten sonra, sarılmanın ne anlamı kalır!
- Benim de daha sonra anlayacağım gibi,bazı ölümlerin acısı hep yeni kalıyordu.
- İnsan soyu zayıf, kırılgan, ölümlü, her türlü hastalığa, kazaya, acıya açık ama kendini avutarak yaşıyor, bunları unutuyor. İşte anahtar kelime bu; Hayatın özü, büyük sırrı, olmazsa olmazı; Unutmak..
Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı yaşam da olmazdı.
İnsan, unutmadan yaşamını sürdüremez.. - Acaba insan kendisinin hayatını değiştirirken başkalarının hayatına da hükmedebilir miydi?Ya da kendi hayatını ,başkalarının hayatını değiştirme yoluyla değiştirebilir miydi?
- Ne yazık ki bizde, özellikle son zamanlarda şiir, sanki duygusal güzel sözler söylemek olarak anlaşılıyor. İnternette dolaşan bazı saçmalıkların altında büyük Şairlerin adını yazarak, anılarını kirletiyorlar.
- Rus kızı votka gibidir tek başına içilir, hiç bir şey istemez ama Türk kızı rakı gibidir, yanında meze ister, peynir kavun ister, ister oğlu ister..
- "Unutma!" dedi tekrar, "kendi sesin! İşte en önemli şey bu. Senin sesin! Dünyada hiçbir tarzda, hiçbir modaya oturtulamayacak kadar senin olan bir üslup. Elin gibi, gözün, bakışın, gülüşün gibi senden bir parça.
- Aslında biz bu yaşamın güzel olduğunu düşünmüyorduk bile artık; o kadar alışmıştık ki, yaşayıp gidiyorduk işte. İnsan her gün gördüğü denizin, evinin önündeki kayanın üstüne konan martının güzel olduğunu düşünmez. Bunları sadece yaşar.
- Aşkın gözü kapalı uçurum kenarında yürümek olduğunu bilen biri âşık olur mu hiç?