- Eski Amerikan başkanlarından Abraham Lincoln'e "Bir insanın ideal bacak boyu ne kadar olmalıdır?" diye sorduklarında yalın bir cevap vermiş: "Yere ulaşmaya yetecek kadar"
- Ne yaparsan yap,ama adalilarin ruyalarini calmaya kalkma.Bir umuda baglanmak isteyen komsularina bunun yalan oldugunu soyleme,kimseyi gercekci olmaya cagirma.Cunku bunalan insanlarin,yalan bile olsa bir umuda siginma ihtiyaclari,gercegi soyleyenlerden nefret etmesine yol aciyor.Aradan bir sure gecip hakli ciksan bile bir sey ifade etmiyor bu. Cunku o zamana kadar baslangictaki kosullari unutmus oluyorlar.
(sayfa 151) - Demek ki korku insanogluna her seyi yaptirabiliyordu.Kafamdaki iyilik-kotuluk dugumu biraz daha karmasiklasmisti.Bu sorunun,benim daha once sandigim gibi basit cevaplarinin olmadigini fark ettim.
(sayfa 147) - Bu dunyada siddete en karsi olan kisinin bile,kosullar zorlayinca bir oldurme makinesine donustugunu gozlerimle gormustum.
(sayfa 146) - Martilarla mucadelede yepyeni bir taktik denenmeliydi.Savasin birinci kurali,dusmanin karsisina baska dusman gucleri cikarmak ve onlari birbirine kirdirmakti.
(sayfa 125) - ``Halk dedigin degisken bir seydir``dedi.``Bugun boyle davranir,yarin tam tersini yapar.Tesvik ve tehdide bagli...``
(sayfa 91) - Bütün mesele ''maharet''te. Gabriel Garcia Marquez , Franz Kafka , Jorge Amado, Jorge Luis Borges gibi yazabiliyorsanız , edebiyat sanatına yenilik getirmenize kimsenin itirazı olmaz. Çünkü bir yazarın temel görevi olan ' okutma' yı başarıyorsunuz demektir. Bundan ötesi ıkına sıkına , zorla yazılan metinlere bahane üretmekten ibarettir.
- Bütün mesele ''maharet''te. Gabriel Garcia Marquez , Franz Kafka , Jorge Amado, Jorge Luis Borges gibi yazabiliyorsanız , edebiyat sanatına yenilik getirmenize kimsenin itirazı olmaz. Çünkü bir yazarın temel görevi olan ' okutma' yı başarıyorsunuz demektir. Bundan ötesi ıkına sıkına , zorla yazılan metinlere bahane üretmekten ibarettir.
- İnsanlar mı olaylara göre değişir, yoksa olaylar mı insana göre oluşur..
syf :51 - Bir gerçeğin farkına varan insan, bir daha onun farkında olmadığı zamana dönemez. Mecbursunuz, hep daha ileriye gideceksiniz. Geldiğiniz nokta sizi huzursuz edince "Bilinç beni mutsuz etti, önceki halime döneceğim" diyemezsiniz. Huzursuzluktan dolayı, geldiğiniz yerde de duramazsınız. Ama yine de, bilincin getirdiği vicdan yükünün ve duyarlılığın neden olduğu rahatsızlığın çok kötü şeyler olduğunu düşünmezsiniz. Çünkü duyarlılık bir bütündür. Vicdanlarını köreltmek için gerçekleri görmeyecek bir kişilik yapısına bürünenler, vicdanlarını sağırlaştıranlar, evet, rahatsız olmaktan kurtulabilirler ama güzelliklere karşı da körleşirler, sağırlaşırlar..