- Unutmayalım ki kitap okumak her şeyden önce bir zevk alma meselesi. İnsanlar kitapları ilaç niyetine değil, zevk almak için okuyorlar.
- Sehl-i mümteni kolay gibi görünen ama aslında çok zor olan bir söz sanatıdır.
- Eskiden gazeteler ve "mecmua"lar, ünlü kişilere şöyle bir soru sorarlardı:"Issız bir adaya düşseniz yanınızda götürmek isteyeceğiniz üç kitap ne olurdu?"
- İnsan soyunun en korkunç eylemi öldürmek, en kötü huyu ise alışmak. Savaş denilen toplu cinayete alışıldığı ve bu davranış insan özelliklerinden biri sayıldığı için, savaş haberlerini duyduğumuzda dehşete kapılmıyoruz. Sanki savaşsız bir dünya mümkün değilmiş gibi geliyor.
- Roman uyarlamalarında, film ekibini tedirgin eden bir gerçek var: Filmi, çoğunlukla romanı okuyan insanların izleyecek olmaları. Aslında o film her okurun kafasında daha önce birer kez filme çekilmiş oluyor.
- Bir roman aslında her okur tarafından, biraz da olsa farklı okunuyor. Sinemaya uyarlanınca izlemeye giden okur, kendi kafasındaki romanı görmek beklentisinde olunca, beklediğini bulamıyor elbette.
- Romana bire bir sadık kalmayan filmlerin beğenilme olasılığı daha yüksek oluyor bu nedenle.
- On binlerce kişi de okusa, bir romanı her okur tek tek okuyor. Sadece kendisine hitap edildiği duygusunu yaşıyor. Film izlerken ise, insan kendini bir kitle içinde hissediyor.
- Faulkner'ın çok önemli bir sözü var. "Bir yazarın başarısı, göze aldığı başarısızlıkla ölçülür" diyor. Garanti yollarla, küçük başarılarla yetinmezseniz, büyük başarısızlıkları göze alırsanız, ancak o zaman büyük işler yapmayı deneyebilirsiniz.
- Faulkner'ın çok önemli bir sözü var. "Bir yazarın başarısı, göze aldığı başarısızlıkla ölçülür" diyor. Garanti yollarla, küçük başarılarla yetinmezseniz, büyük başarısızlıkları göze alırsanız, ancak o zaman büyük işler yapmayı deneyebilirsiniz.