- "Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! Kendini koru, insanlara karşı kendini koru!"
- Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kiminin ki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama...
- Ne var ki , bu acımasız dünyada iyilik cezalandırılıyor ! Uzun ömrümün bana öğrettiği gerçeklerden biri de bu . Kötülüğü yenmek , iyiliği yenmekten daha zor . Bu yüzden iyiler savunmasız oluyorlar , her türlü zararı görebiliyorlar .
- Ölmek istiyordum.
Bir yandan da ölemeyeceğim için kaderime lanet okuyordum . Her zaman yanımda taşıdığım kavanoz mermerler üstünde paramparça olduğu için ölmeye hakkım yoktu. - Ölmek istiyordum.
Cihan padişahı Efendimin hazin sonunu , diri diri gömülüşünü gördükten sonra yaşamanın bir anlamı kalmamıştı artık .
Dünyamın ışığı , hayat pınarımdı o.
Başımın üstünden güneşi çekip almışlardı sanki , soluduğum havayı çekmişlerdi .
Ölmek istiyordum. - Geceleri bostancıbaşı ve cellatlar şehri dolaşır , fenersiz gördükleri adamı hemen öldürüp ibret-i alem için kestikleri başını kolunun altına koyar ve duvara dikerlerdi ki , ertesi sabah namaza kalkan halk , Padişah'ın şiddetini görsün de ders alsın . Kelleyi koltuğa almış bu cesetler , çürüyene kadar dururdu orada.
- Ya kokusu , ya herkesin aklına ziyan getiren tarçın , gül , akasya ve süt bebeği karışımı kokusu...
Bu koku en dini bütün Müslüman'ı bile boğazına kadar günaha öylesine sokardı ki , kırk hatim indirse , yetmiş yedi yetim giydirse , Veysel Karani gibi kırk yıl çölde gezse bu günahın bağışlanması olanaksızdı . - Bu çınardan hep korkardım . Meyvesi insan olan ağaçtı bu . Bir tarihte idam edilen birçok devlet büyüğü bu ağacın dallarına asılmış ve kurumuş birer meyve gibi rüzgarla döne döne çürümüşlerdi.
- Bu dünyada Allah'ın en çok gücüne giden şey , insanların hadlerini bilmeyip büyüklük taslamalarıydı.
- ....Organları tam olmayan biri cennete nasıl gidebilirdi ki !