- Bağlılığı "duygusallık" ya da "küçük-burjuva alışkanlığı" olarak nitelendiriyorsun; başarılara karşı saygılı olmayı ise kölece bir el etek öpme sayıyorsun. Saygısızlık göstermen gereken yerde el etek öptüğünden, bağlılık göstermen gereken yerde nankörlük ettiğinden haberin bile yok.
- Tepetaklak duruyorsun, her şeyi tersten görüyorsun; böyle durmakla, özgürlük türküsünün eşliğinde dans ettiğini sanıyorsun. Gördüğün bu karabasandan uyanacaksın küçük adam ve göreceksin ki, yatağından yuvarlanmış, çaresizlik içinde yerde yatmaktasın. Çünkü sana bir şey verenden çalıyor, seni soyana bir şeyler veriyorsun.
- Birinci Dünya Savaşı'ndan önce, uluslararası gezmelerde pasaport aranmıyordu; dilediğin yere gidebilirdin. "özgürlük ve barış" sağlamak için yapılan savaş, pasaport denen şeyi çıkardı.
- Bilgili kimseye öykünmeyi beceremiyorsun ama soyguncuya öykünmeyi çok iyi beceriyorsun. Filmlerin, radyo programların, "güldürü kitapların" hep cinayetlerle dolu.
- Senin geleceğine daha iyi hizmet edebilmek için kendimi senden ayırıyorum. Çünkü uzağında olursam, beni öldüremezsin ve uzağında olursam benim çalışmalarıma daha çok saygı gösterirsin. Sana yakın olan şeyi aşağılıyorsun. Büyüklerine ya da üstlerine saygı gösterebilmek için, onları bir kaide üzerine, yerden yükseğe koyuyorsun. Dünya, tarihini yazmaya başlayalı beri, büyük adamların senden uzak durmasının nedeni budur.
- Kişiyi kendin gibi biliyorsun. Yalnızca alırsın sen, vermezsin. Bu nedenle karşı cinsten biriyle bir arada olup da, onu hemen "becermek" isteği duymamak kavramı sana nasıl yabancıysa, bir kimsenin yaşamdan, "vermek"le tat alabileceği kavramı da öylece yabancıdır.
- Küçüklüğün ve değersizliğin kemiklerine işlemiş bulunuyor. Kabızlık çektiğinden, romatizmadan kıvrandığından, yüzüne tonlarla boyadan oluşan bir maske koyduğundan, yaşamı yadsıdığından küçük ve değersizsin. Oğulların serseri, kızların da orospu olduğu için, kocalarının "işi bittiği", yaşamın ve onunla birlikte bedenindeki dokuların da çürüyüp kokuştuğu için mutsuzsun zavallı küçük kadın. Bana hiçbir masal uyduramazsın, devrimin küçük kızı; ben, seni çıplak gördüm çünkü, yutmam.
- Sana aptal olduğunu söylüyorlar. Bense akıllı ama korkak olduğunu söylüyorum. Sana insan toplumunun süprüntüsü diyorlar. Bense onun tohumu olduğunu söylüyorum. Uygarlığın kölelere gereksinmesi olduğunu söylüyorlar. Ben, hiçbir uygarlığın kölelerle kurulamayacağını söylüyorum.
- Sevgi hırsızlığı yapmadım ömrümde. Bir kadın yalnızca beni istediği ve ben de onu istediğim için sarıldım ona; kendimi, senin yaptığın gibi "sergilemedim"; senin kafandaki pis düşüncelerden hiçbiri yok bende küçük adam.
- Seni elde etmeyi ne bir Kaiser, ne bir Çar ya da ne bir "tüm proleterlerin babası" başarmış değildir. Onlar seni ancak köleleştirdiler, ama hiçbiri seni o küçüklüğünden, bir ıvır-zıvır olmaktan kurtaramadı. Seni elde edecek olan tek şey, içinde bulunan temizlik, arılık duygusudur, yaşama karşı duyduğun özlemdir sana gerçekten egemen olabilecek tek şey.