- Kendine değgin şakaları duyuyor ve başkalarıyla birlikte bunlara kahkahalarla gülüyorsun. Kendinle alay ettiğinden gülüyor değilsin. Küçük Adama gülüyorsun sen; ama kendine güldüğünü, gülünecek halde olduğunu bilmiyorsun. Milyonlarca Küçük Adam, insanların kendilerine güldüğünü, gülünecek halde olduklarını bilmiyorlar. İnsanlar sana neden böyle açık açık, yürekten ve böylesine büyük, kurnaz ve iğrenç bir zevkle gülüyor yüzyıllardır, ha, Küçük Adam?
- "Yasal olmayan bir ana"yı ahlâksız bir varlık olarak mahkum eden sen değil misin, Küçük Adam? "Nikâh bağı"yla doğmuş "yasal" çocuklarla "nikâhsızlardan" doğmuş "yasal olmayan" çocuklar arasında katı bir ayrım gözeten sen değil misin? Ah zavallı yaratık, sen kendi ağzından çıkan sözlerin anlamını bilmiyorsun: İsa'ya tapıyor, ona büyük saygı gösteriyorsun. İsa, elinde evlilik cüzdanı olmayan bir anadan doğmadır. Aslında, hiç farkında olmadan, Çocuk-İsa'ya verdiğin değerle, cinsel özgürlüğe karşı duyduğun özleme tapıyorsun sen ey Küçük Kılıbık Adam.
(...)
Otomobillerini ve trenlerini büyük Galileo'nun bulduğu köprüler üzerinde işletiyorsun. Büyük Galileo'nun üç cocuk babası olduğunu ve elinde bir evlilik cüzdanı bulunmadığını biliyor muydun Küçük Adam? Bunu okullardaki çocuklarına anlatmazsın. Galileo'ya bu nedenle de işkence eden sen değil miydin? - Giderek, usulca ve özenli, arkadaşını denetleyip, sevgilini, işini, bilgiyi aramayı öğreneceksin; bulmayı, kavramayı, hakkını vermeyi, yüceltmeyi. Sonra hayatın için kitapçının boks maçından, bir koruda dolaşmanın kibirlilikten, sağaltmanın can almaktan, kendi bilincini öldürmekten, kendi bilincinin ulusal bilinçten, alçakgönüllülüğün vatanseverlik diye haykırmaktan daha öncelikli olduğunu anlayacaksın.
- Sevgi, çalışma ve bilgi, insan varlığının kaynaklarıdır. Yönetim de onlarda olmalıdır.
- Yaşayan ya da ölmüş kişilerle her türlü benzerlik ancak bir rastlantı olabilir.
- Büyük adam, nasıl ve ne zaman küçük bir adam olduğunu biliyor. Küçük adam, küçük olduğunu bilmiyor ve bunu bilmekten korkuyor. Küçüklüğünü ve darlığını, hayali güçle ve büyüklükle örtüyor, yabancı güçle ve büyüklükle. O büyük generalleriyle gurur duyuyor, ama kendisiyle değil. Kendisinin olmayan düşünceler hayran, ama kendininkine değil. Bir şeyi ne denli az kavrıyorsa, o denli sıkı inanıyor ona. Ve kolaylıkla kavrayabildiği düşüncelerin doğruluğuna inanmıyor.
- Gerçek o ki, senden başka kimse, senin köleliğinden sorumlu değil.
- Sana kişisel özgürlüğü değili milli özgürlüğü vaat ediyorlar. Sana insanın öz saygınlığını değil, devletin saygınlığını vaat ediyorlar; kişilik büyüklüğünü değil, milli büyüklüğü. "Kişisel özgürlük" ve "büyüklük" senin için yabancı, karanlık sözler olduğu için, oysa "milli büyüklük" ve "devletin çıkarları", kemik köpeğin ağzını nasıl sulandırıyorsa senin iştahını arttırdığı için, onları alkışlıyorsun.
- Sen yalnızca boksörler kralını ve Al Capone'u biliyorsun. Kütüphaneye gitmekle bir dövüşe gitmek seçeneği karşısında kalsan, kararın kesinlikle dövüşten yana olacaktır.
- Yalnızca başkalarının sevgisini, işini ve bilgisin kullanıp tüketiyorsun, ama sen kendin hiçbir zaman yaratamazsın. Bu yüzden, mutluluğunu karanlık gecede bir hırsız gibi çalıyorsun, bu yüzden, başkalarının mutluluğuna, suratın sararmadan, zehir yeşili olmadan bakamıyorsun.