- "Umutsuzluk uyumsuzluğun değil, kendine yönelen ilişkinin bir sonucudur."
- Kendi olmaya cesaret edemeyenin inancı olamaz.
- Umutsuzluk tamamen yok olduğunda, ben'in durumunu betimleyen formül şudur: Ben, kendine yönelerek, kendi olmak isteyerek, kendi saydamlığı içinde onu ortaya koyan gücün içine dalar.
- Bir insanın gerçekten umutsuz olmaması için, her an içinde bu olasılığı yok etmesi gerekir.
- Umutsuzlukta olaylar farklıdır;umutsuzluğun gerçek anlarının her biri olasılığına indirgenmelidir; umutsuzluğa düşülen her an, umutsuzluğa yakalanılır, şimdi, gerçek geçmiş hâline gelerek durmadan yok olur, umutsuzluğun her gerçek anında umutsuz kişi olası tüm geçmişi bir şimdi gibi taşır.
- O hâlde bir şeyden umutsuzluğa düşmek, hâlâ gerçek umutsuzluk değildir, sadece başlangıçtır, doktorların bir hastalık için söyledikleri gibi umutsuzluk kuluçkaya yatmaktadır. Daha sonra umutsuzluk ortaya çıkar
- Olmak istediği 'ben'e kavuşmak, tüm zevkleri tatmasını sağlardı -bu durumun da başka bir anlamda aynı derecede umutsuz olmasına rağmen ama olmak istemediği bu "ben"i olmak zorunda kalan bu kendi, onun işkencesidir: Kendinden kurtulamamanın işkencesi.
- Umutsuzluğu taklit etmek kolaydır, hataya düşülebilir ve tinsel bir olgu olan umutsuzluk için sonuçsuz tüm ruhsal çöküntülerin ve gelip geçici çatışmaların tüm biçimleri olumsuzluk olarak görülebilir.
- O hâlde kendini önceden sonsuz zanneden veya sonsuz olmak isteyen her insansal yaşamda, her an bile umutsuzluktur.
- Olabilirden yoksun olmak, her şeyin bizim için ya zorunluluk ya da bayağılık hâline dönüşmesi anlamını taşımaktadır.