- Hayat bir yankı vadisidir. Öfke kusarsan öfke, sevgi üflersen sevgiler gelir. Kalp ağzından çıkan neyse yüz ağzından kokan nefes de odur.
- Aslında insan önce kendi kendine söylediği yalanlara inanıyordu. Ya da inanmak daha kolay geliyordu. Kendi kendini kandıran bir insanın gözünün önüne bütün doğrular dizilse de bunun pek faydası olmuyordu.
- Bu dünya kötüler için, iyilere rahatlıkla zulmedecekleri bir savaş alanı gibi görünse de, ah almanın ne kadar tehlikeli olduğunu zaman bir şekilde gösterirdi. Sabır dediğimiz zaten iyiler için vardı. Kötülerin anladıkları ise sadece bu dünyaydı.
- İnsan ömrünün sonunda yine kendi kuyusuna mı döner? Yoksa dünya büyük bir kuyudur da ondan mıdır içimizdeki feryat?
- A şaşkın, a biçare! Eğer aşkı tatmamışsan, dünya nimetlerinden nasibin kesilmiş demektir. Hiç aşık olmamışsan git de otlan, eşeksin sen.
- Hiçbir kadın şu iki hususta asla yanılmamıştır: Sevildiğini hissetmek ve aldatıldığını bilmek.
- İlacım nerede, ilacım nerede diye ısrar edeceğine; derdim ne, derdim değer mi kendimi kahretmeme diye sorsana kendine!
- Kendine gel! Hüzün ve mutluluğun sonunun sadece kalp kırıklığı olduğunu öğrenemedin mi? Dünyada üzülmeye ya da sevinmeye değer bir şey mi var? Hayat ne hüzündür ne de sevinç. Hayat ebedi bir huzurdur. Öyleyse huzurlu ol!
- "Bir kağıt düşün ki bir yüzü sana, öteki yüzü de sevgiliye dönüktür. Yahut her yüzü bir başkasına çevrilmiştir. Kağıdın sana dönük olan yüzünü okuyabilirsin ama asıl dosta ve sevgili tarafına dönük olan yüzünü okumak gerekir."
(S-33) - Hoca dediğin hem öğrencin olmalı hem öğretmenin. Dostun olmalı. Sırdaşın olmalı. Hoca dediğin gönüldaşın olmalı. "Ben söyleyeyim sen dinle" dememeli. Söylemeden anlamalı. Hoca dediğin haldaş olmalı. Vaaz verir gibi konuşmamalı. Gönlüne ipotek koymamalı. Bazen hamur etmeli manayı. Bir kelime söylemeli ki ciltlerce kitaplardaki manayı akıtmalı. Damlada deryayı sunmalı hoca dediğin. Arayan olmalı. Aranılan olmalı. Hoca dediğin adayan olmalı.