"Erkekler kuyusuzluğuna, biz kadınlar Yusuf'suzluğumuza ağlayalım.

Aşk ne kadar acıtırsa acıtsın ey Rabbim!
Yusuf'u olmayan biz kadınlara acı!"

Şehirleri dolaşıyorum. Şehirler gördüm. Şehirdeki ölüler mezarlıktakilerden çoktu. Aşktan uzaklaşan her can ölüydü benim için. Ölüler konuşuyordu ben susuyordum.

- Şeytan şey midir, şer midir?
- Şeytan aşktan yana bahtsızdır o kadar.

Söz olsun diye güzel diyorum sana, yoksa yüzün, güzelden daha güzel.

İnsan iki büklüm olunca rahat eder ana karnında. Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında.

- Aşk nedir Kimya?
- Vallahi gizli kalmayacak kadar aşikar, görülmeyecek kadar gizli. O taşların arasındaki ateş gibidir; onu hareket ettirirsen tutuşur ve yanar, bıraktığında kaybolur.

Evet, ölüler konuşmuyordu yaşayanlarla ama yaşayanlar ölülere bakarak hayatın ne demek olduğunu daha iyi anlayabilirdi.

Ne zordur etrafın kalabalıkken derdinle yalnız kalmak! Ne çiledir konuşacağın yerde sus pus durmak . Derdini paylaşanın yoksa derdini sevmekten başka bir yol kalmıyor. O yüzden mecnunlar gibi kendi kendime yazıyor,kendi kendime okuyorum. Ağlayışım da bile yalnızım. Yanımdakiler yıldızlardan da uzak. Uzağın uzağında ise sen. Ben geceye derdimi açarken sen hangi dağda bağdaş kurmuş yıldızları seyrediyorsun ?

"Sabrın zirvesi sıkıntının geldiği gün ile gelmediği günün, insan için aynı olmasıdır. "

Sarhoşluğun diğer bir sebebi, aşığın, sevgilisini gördüğünde duyduğu sevinçtir. Bu durumda sözü karışır ve aklı gittiğinden hareketleri değişir. Hatta bazen duyduğu bu sevinç, onu doğal bir neden ile öldürür. Bu doğal neden şudur: Kalpteki kan, normalin çok üstünde yayılır (kan deveranı çok fazla süratlenir) ve dolayısıyla gerekli sıcaklığı taşıyan kan kalpten çekilince, kalp soğuyarak ölüme neden olur.