- Büyük hayaller kuralım sevgilim! Ben şimdi böyle yapıyorum.
Tertemiz bir şehirde, asfalt caddeler üstünde, dibinden metrolar geçen, üstünden kolosal otobüsler uçan, muazzam, eğlenceli bir şehirde, seninle yaşamak istiyorum. Yazılarım bize yaşamak için lazım olanı getiriyor. Büyük kahvelerde çay içiyor, temiz lokantalarda kolalı peşkirlerle yemek yiyor, latif rayihalı şaraplar içiyor, tertemiz bir yatakta seni kollarımın arasına alıyor, sana:
- Bütün mesut şehir uyudu, uyuyalım sevgilim, diyorum.
Sabahleyin bitlilerle dolu, kimsenin kimseye hürmet etmediği, kimsenin kimseyi hürmete layık bulmadığı, istismar edenin, çalanın zengin ve bahtiyar olduğu; esnafının azgın, zengininin deli, haris, egoist, gaddar, fakirinin kayıtsız, sersem olduğu bir şehirde, işin kötüsü sensiz, oldukça kirli bir yatakta uyanıyorum. Ama sevgilim, olacak, büyük hayaller kuruyorum. - On dakika bir mecliste insanların susması korkunç bir şeydir.
- Sevgilim! Hikayeye girmeden evvel uzun uzun gevezelikler yapmamalıyız.
- İşsizlik insanı yorar.
- Hani bazı çocuklar ısrarla bir fena hareketi yapmadıklarını iddia ederler. Hakikaten de yapmamışlardır. Ama yapmış gibi bir halleri de vardır. Yapmamış insanların tabiiliğini bir türlü alamazlar. İşte ben o çocuklardan biri gibiydim.
- Ben çalmayan hırsızım.
- Sarhoşum. Anasını satarım dünyanın.
- Doğru, benim sevdiğim bir kız vardı. Ama benim sevmeye hakkım yoktu.
- Matbaa nedir ki? Yalanların dolanların, şantajların, hırsızlıkların, kötülüklerin, bayağılıkların aleti. İstediği kadar saatte binler, on binler çıkarıyorum desin. İstediği kadar kesip biçip atsın. Kendini bir şey sansın. Her zaman kötülerin, bayağıların eline ve kucağına atılmaya hazır bir histerik kadından başka bir şey değildir.
- İnsanoğlunu aldatmak bir zeka sayılmaz ki. Bence zeki adam çabuk kanan adamdır.