- "Ben bir şeyim, meçhul her şeydir. Fakat... unutma ki, ben, varım; meçhul, yoktur. O, sadece olabilir, fakat olmayabilir de! Ben bir realiteyim, o bir imkandır. Bu farkı anlamayan bir aşka sen beni inandıramazsın."
- Yalana her şey isyan etmelidir. Eşya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, camlar kırılmalıdır hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır.
- Şimdi ne yapmalı? Çok defa kendi kendine, bazen çok lüzumsuz bazen de yüksek sesle sorardı: "Ne yapmalı? Ne yapmalı?" Bu sual, bir anın boşluğunu dolduracak meşgaleyi aramaktan başlayarak hayatın bütün meselelerine karşı en doğru ve canlı davranışın ne olabileceğini anlama ihtiyacına kadar büyüyen bir endişeyi içine alır. Yalnız kendisi için değil her insan için sorulan bir sual olur: "Ne yapmalı, ne yapmalı?"
- İşte güzelsin , sevgilim , işte güzelsin.
Gözlerin güvercinler gibidir.. - ...Yalnızım, evet yalnızız. Yani, bak, büyük kalabalıkların ortasında, insan denilen sosyal varlık kendi iç dünyasının mahpusu halinde, şifasız bir yalnızlığa mahkum. Yalnızım, evet herkes yalnızdır, yalnızız. Bütün ihtilaflarımızda yalnızlıklarımız çarpışıyor. Hatta kendi kendimizle mücadelelerimizde bile kendilerimiz birbirine karşı yalnızdır...
- İnsan aşık olunca kalbinin yerini hatırlıyor.
- bu dünya o kokladığın limona benzer. Yuvarlak, ekşi... Fazla sıkmaya gelmez,tadı kaçar. Yahut şeker karıştırmalı.
- En çok düşündüğümüz kelimeyi en az kullanmaya bizi mecbur eden gururumuzu aldatmak için, Sevmek fiiline sözden başka ifade şekilleri ararız.
- Görülecek, işitilecek tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişemeyeceğinden korkuyorum.
- Kendimi, kitapların kahramanlarından daha mühim bulduğum için, okumaktan sıkılıyorum. Istırabımın hodkâmlığı mani oluyor.