- Küçük bir refaha sahip olanlar için, tatlı ıstıraplarından başka kendilerini anlayacak kimseleri ve gökyüzünden başka ısınacak şeyleri olmayan adamın acılı hayatını alaya almak ve hatta bazen şiddetle eleştirmek ne kolaydır!
- Her çocuk bir devrimcidir. Yaratılışın yasaları onunla tazelenir ve olgun insanların onlara karşı yükselttiği ahlak, ön yargılar, hesaplar, pis çıkarlar gibi engelleri ayaklar altına alır. (Sf: 21 - Varlık Yay. - 7. Baskı)
- Bir dostlukta, yalnız dostlardan biri para veriyorsa saygı ortadan kalkar... Dostluk da birlikte (Sf: 56 - Varlık Yay. - 7. Baskı)
- '' Bataklıklar kimsenin değil. Bu eskidendi. Bugün bataklıklar, 12 franklık premisi ödeyenindir. Anlayacağın, bizim gibiler için artık bataklık yok ve biliyorsun ki bataklık olmadan Çayağzında kimse yaşayamaz. '' '' 12 frank çok mu? '' '' Bir çift bot '' diye fısıldadı Zamfir gözlerinde nefretle. '' Ama zaten kim bot giyiyor ki? Kim? '' 28
- İnsan dikkatsizlik yüzünden değil, ama tutku yüzünden her şeyini kaybedebilir; zira tutku, günün birinde volkana dönüşebilen, değersiz adamların karnında parıldayan bir kıvılcım gibidir. 42
- Yaşam ışıl ışıldı ve her yanı çirkinliklerle doluydu 58
- Kaptan beni sevse de, iyiliği kahve kaşığıyla dağıtanlardandı. '' Ölçüsüz iyilik, '' derdi, '' bencillikten daha zararlıdır. Birine size güvenebileceğini hissini vermek, ona iyilik etmek değildir! 16
- Tehlikeli ve çetin çabalar pahasına hayattan kopardığınız bir mutlulukla kıyaslanabilecek hiçbir şey yoktur. İnsanların miskincesine sizden esirgediği her şey bir mutluluktur; ve bütün mutluluklar soyludur, çıplak elinizi kaderinizin yanan ocağına sokarak ararsanız hepsini elde edebilirsiniz. Arzunun cüreti karşısında ateş bile yıkıcılığını yitirir, yeter ki, siz bütün yeryüzü mutluluklarının insafsız bekçisi tarafından ısırılmayı göze alın! 53
- ''Ancak sıradan şeyler paylaşılır ve ortaklaşa yaşanır... İnsanoğlu çok mutlu olduğu anda yalnız kalır; çok mutsuz olduğu zaman da öyle. Küçük bir çukura herkes seninle birlikte atlayabilir; ama hiç kimse ardından uçuruma gelemez. Eksiksiz mutluluk da bir tür uçurumdur...''
- "Kardeşçiğim, seni tekrar aramıza almak, sevmek ve kendimizi sana sevdirmek istediğimiz için seni çağırttım... Artık hayatı sevmiyor musun.? Artık hiçbir şeyi sevmiyor musun..?" "Sevsem de, sevmesem de, hepsi bir... Ve hepsi boş... Fakat abla, ne diye benimle uğraşıyorsun..?" "Nasıl, Angel..? Ben senin ablanım, senin derdin benim derdim demektir." "Doğru değil. Sen kendi dertlerini çektin ve çekiyorsun, fakat benimkileri değil..." "Hayır, Angel, kanı bir olanların dertleri de birdir." "Kan birliği diye bir şey yoktur; bir bacağımı kessem, benim kanım akar, seninki değil..." "Öyle ama birlikte çektiğimiz acılar da var." "Öyle bir şey yok. Allah göstermesin ama, yarın sen oğlunu kaybetsen, ben acırım, fakat sen ölürsün..." Ablası, bu mantığa acı acı aklı yatarak sustu; Angel Dayı da biraz daha rakı içti.