- Seninki gibi bir hayat... Bunu bazen anlıyorum.Ama senin gibiler, benim gibileri anlamazlar.Dışarıda kalanları kimse anlamaz.Biz mutsuzuz.
- Benim kafam seninki gibi küçük hesaplarla değil, nefretle, öfkeyle dolu.Sen bunu anlayamazsın !
- Unutma ki sen de öleceksin... (Syf. 80)
- Çığlığım resmedilse, yemyeşil olurdu. Akşam karanlığında boş sokaklarda bu rengi kimsenin işitemeyeceğini, yapayalnız olduğumu anladım.
- Kimse kendi çabasıyla, topluma karşı çıkarak yükselmiyor.Herkes boyun eğerek, birisinin himayesine girerek, kulluk ederek yükseliyor. (Sayfa 78)
- Sanki kolumda bir akrep var ve ağır ağır yüreğime sokuluyor.
- Öfke nedir sen biliyor musun ? Ben öfke duydum.Benim için en değerli şey buydu.Nefret ettim, iğrendim, hepsi yıkılsın istedim.Hepsinden önemlisi, bu öfkem soğumasın istedim.Bunu başardım !
- "Aslında kimse,onu yaşarken hayatının en mutlu anını yaşadığını bilmez.Bazı insanlar kimi coşkulu anlarında hayatlarının o altın anını 'şimdi' yaşadıklarını içtenlikle (ve sık sık) düşünebilir ya da söyleyebilirler belki,ama gene de ruhlarının bir yanıyla bu andan da güzelini,daha da mutlu olanını ileride yaşayacaklarına inanırlar.Çünkü özellikle gençliğinde hiç kimse bundan daha kötü olacağını düşünerek hayatını sürdüremeyeceği gibi,insan eğer hayatının en mutlu anını yaşadığını hayal edebilecek kadar mutluysa,geleceğin de güzel olacağını düşünecek kadar iyimser olur."
- "Kedi sevmeyen bir kadın zaten erkeğini mutlu edemez."
- "Kendi kendine eşya toplayan,bunları bir köşede biriktiren her takıntılı kişinin arkasında bir kalp kırıklığı,derin bir dert,açıklanması zor bir ruhsal yara olduğu anlamına geliyordu bu soru.Benim derdim neydi?"