- Kimse aydınlıkta konuşmaya cesaret edemiyor.
- Biliyor musun Olric, aslında insanı acıtan şey insanın yalnız kalması değil, sevdiğinin kokusunun bir başkasının üzerine sinmiş olma ihtimalidir.
- Hayat düşünceleri tutan bir hapishanedir.İnsan can sıkıcı bir saç demetidir,bende akılsız bir robotum...
- Başkaları gibi yaşamasını bilmeyenler, başkalarını taklit etmeliydi.
- Bu ülkede eksikliğini duyduğum 'insanın kendiyle hesaplaşma meselesi'ni bizzat kendime uygulayarak bu meselenin ilk kurbanlarından oldum. Aslında meselenin ciddiyetine dayanamadığım için, oyunlarla durumu örtbas etmek istedim.
- Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun? Bütün hayatımca bu cam kırıklarını beyin zarımın üzerinde taşımak ve onları oynatmadan son derece hesaplı düşünmek zorundayım.
- Bu kadar haklı olduğu halde, böylesine haksız görünmeye dayanamamıştır. Kaçmakla, bir bakıma bütün dünyayı şuçlamaktadır belki de. Böyle bir topluluğun içinde yaşayamayacağını anladığı için kaçmaktan başka çare bulamamıştır.
- Kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonunda, bana, bunu da yaptınız.
- Bilmedi ki ben her şeyi hem görüyor, hem de ümitsizce öyle olmadığının söylenmesini bekliyordum.
- Bunun yanında, halkın "oyunlar" dışında kalan bölümü başka türlüdür. Aynı biçimde hisseden aydın, başka türlüdür. Halk, her şeye rağmen sanatını sürdürmüştür. Fuzuli, rüşveti şikayet etmiştir, Ramazan'ın yaşamasız düzenine karşı çıkmıştır, meyhaneyi övmüştür, Nedim de öyledir, Nefi de, Ruhii Bağdadi de. Birçok insan, birçok söz de bu arada kaybolup gitmiştir. Bu bakımdan sözlü gelenek araştırılmalıdır. Yazılanlar, korkunun onayından geçtiği için, ağızdan ağza dolaşan sözler önemlidir.