Büyük romanlar daima yazarlarından biraz daha zekidir.

Eğer bir erkek (ya da bir dönem) kadın cazibesinin merkezi olarak memeleri görüyorsa, bu erotik yönelimin ayırt edici niteliği nasıl betimlenir ve tanımlanır? Hemen bir cevap uydurdu: kadının kutsanması; İsa?yı emziren Meryem Ana; erkek cinsinin, kadın cinsinin soylu görevi önünde diz çöküşü. Peki ama, kadının cazibesini, vücudun ortasında, göbek deliğinde gören bir erkeğin (ya da bir dönemin) erotizmi nasıl tanımlanır?

Ama doktorun gülümseyen yüzünü görür görmez, ölümün davetli olmadığını anladı. Doktor dostça elini sıktı. Gözleri yaşlarla dolan D?Ardelo tek kelime edemedi.

"Ne istediğini bilmemenin aslında son derece doğal olduğunu anlayıncaya kadar kızdı kendine."

Güçlüler güçsüzleri incitemeyecek kadar güçsüz olunca, güçsüzler çekip gidecek kadar güçlü olmak zorundaydılar. -Milan Kundera / Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği

"Dostluğun,değer olarak tüm öteki değerlerin üstünde tutulmasını özlüyordum." (sayfa:42)

"İnsan, var olan birinin yokluğundan nasıl acı duyabilir ?"(sayfa:38)

"İnsan nasıl olur da hem nefret eder, hem de nefret ettiği şeye bu kadar kolaylıkla uyum sağlar ?" (sayfa:92)

"bir başkası onu hiç bu çirkin kadın kadar sever miydi? ama aşkın yanında güzellik ya da çirkinlik neydi? büyüklüğüyle mutlaklığı yansıtan bir duygunun yanında bir yüzün çirkinliği neydi?"

İşte fotoğrafı böyle gördüler ve bu fotoğraf, şu çok anlamlı çelişkiyi belirgin hale getirdi: bir yanda polis, sıra halinde yabancı bir birlik içinde (çünkü zorlanmış, emredilmiş), öteki yanda gençler çember oluşturarak gerçek bir birlik halinde (çünkü doğal ve içten) ve bu yanda polis, saldıran insanların hırçın hareketliliği içinde, öte yandakiler bir oyunun neşesi içinde.