- "Cehalet hep aynı şeyi söyler ve eğer bilmediği bir şey karşısına çıkarsa onun saçma olduğunu söyler"
- İnsan, bir hayvanın can çekiştiğini görünce ürperti duyar. Kendisi kendi öz varlığı gözlerinin önünde ölüyormuş, var olmaktan çıkıyormuş gibi gelir. Ya bu can çekişen, hayvan değil de insansa hemde sevdiği, üzerine titrediği biriyse, o zaman yaşamının sona ermesinden dolayı duyulan ürpertiye üstelik, onun üstünde, ruhu yaralanır, parçalanır. Bu yara vücuttaki bir yara gibi kimi zaman öldürür, kimi zaman iyi olur, ama yinede acır, dokununca acıtacak şeylerden kaçınır.
- Kendi kendine, "Aman Tanrım," dedi. "Hep aynı insanlar, hep aynı şey... Babam bile fincanını her zamanki gibi tutup çayı dünkü gibi üflüyor. Yarın da yine öyle üfleyecek." Odadakilerin hepsine karşı öfke duydu. Hiçbir değişiklik olmadığı için onlara kızıyordu.
- Saygıyı, sevginin olması gereken , ama boş kalmış yerleri gizlemek için uydurmuşlardır...
- Aşkın bittiği yerde tiksinti başlar... Bu sokakları hiç bilmiyordu... Birtakım tepeler, evler , evler...Evlerde insanlar , hep insanlar ... Sayıları belli değil , hepsi de birbirinden tiksiniyorlar.
- İyiliğin bir sebebi varsa , iyilik değildir artık bu ;sonucu , yani ödülü varsa , o şey iyilik olmaktan çıkmıştır . O halde iyilik sebep ve sonuç zincirinin dışındadır.
- Başkalarını sevmeyi mantık bulmuş olamaz ,çünkü bu mantığa aykırıdır.
- Küçük bir süs bahçesi için kimse asırlara kök salmış bir ağacı kesemez. Böyle biri budaladan çok haindir.
- Nikolay Levin hala yaşıyordu , henüz ölmemişti. Arada bir içini çekiyordu.Kafasının içindeki düşünce geriliminden Levin artık yorgun düşmüştü . Kendine ne kadar zorlarsa zorlasın , neyin böyle olduğunu anlayamayacağını hissediyordu. Düşünce yönünden hastadan çok gerilerde kaldığını anlamıştı , ölümün kendini düşünemiyordu artık;ama elinde olmadan şimdi ne yapması gerektiğini düşüncesi aklına geliyordu. Ölünün gözlerinin kapamayı , onu giydirmeyi , tabut ısmarlamayı düşünüyordu .Son derce soğuk hissediyordu kendini , ne ağabeyini kaybetme duygusu , ne de üzüntü vardı içinde;ona acımıyordu da . Ağabeyine karşı bir duygu vardıysa içinde , onun bilmediği o yegane şeyi ağabeyi bildiği için bu ona karşı bir kıskançlık duygusuydu.
- Ya elindeki imkanları görebilecek kadar gelişmiş değilsin , ya da bunu yapmak için rahatını ve gururunu gözden çıkaramıyorsun.