- Aşk kapısız ve penceresiz bir hapishane olabilir; insan girip çıkmakta serbesttir; ama hangi beklenti uğruna? Şafakla özgürlük de gelebilir, dehşet de. İnsanın sırtında deli gömleği varsa aklın bir yararı olmaz.
- Tanrı mucizelerle ilgilenmez. Zaten yaşam uzun süren bir mucizedir. Mucize arayışına ancak delicesine aşık olduğunda girersin.
- Müzik, yüzü olmayan ruhun kahrolası kenar dikişidir.
- İşin içine aşk girdiğinde hiçbir şey, hiç kimse, hiçbir durum o denli gülünç olamaz. Azıyla yetinemediğimiz tek şey aşktır. Ve yeterince veremediğimiz de odur.
- derler ki cennet cehennemden düşsel bir çizgiyle ayrılırmış.mutluluk ve umutsuzluk da 'doppelgänger',yani kan kardeşidir.aşk,kapısız, penceresiz bir hücre olabilir;insan girip çıkmakta serbesttir ,ama boşuna.şafak özgürlük ya da dehşet getirebilir.aklın hiçbir yararı yoktur,eğer insan deli gömleğinin içindeyse.işte böyleydi,böyle olacak
- Ben özgür bir adamım ve özgürlüğüme ihtiyacım var. Yalnız kalmaya ihtiyacım var. Yalnız kalıp öfkem ve umutsuzluğum ile bir savaş başlatmam gerek çünkü buna ihtiyacım var.. Güneş ışığına ve kaldırım taşlarına yanımda kimse olmaksızın ihtiyacım var; konuşmaksızın, kendimle yüz yüzeyken sol yanımın müziği bana eşlik etsin yeter. Ne istiyorsunuz benden? Söyleyecek bir şeyim olduğu zaman zaten buralarda karalıyorum. Verecek bir şeyim olduğunda veriyorum. Gözetleme ve ilgiliymiş gibi davranma merakınızdan bıktım! Övgüleriniz beni aşağılıyor. Çayınız beni zehirliyor! Kimseye hiçbir kimseye borçlu değilim. Belki yukarıdakine karşı biraz sorumluyum ben. Varsa şayet!
- Korku, kuşlar yüzünden ekin ekmemektir. 29
- Aslında söylemek istediğim şu- eğer canlı, çalışkan, işler durumda bir akla sahipsen- ömür boyu hapiste yatmak için de kötü bir şey değildir. Asıl kötü, korkunç olan kendini mahkum etmendir. Yazık ki, çoğumuz böyleyiz, kendi kendine mahkum etmiş kişileriz. Hepimiz kendimizin tutsağıyız. 30
- Eğer zaferden de yenilgiden de vazgeçersen geceleri rahat uyuyabilirsin. 47
- Gerçek, saf aşkta vermesini bilen verdiğini bilmez, ne verdiğini bilmez, kimse verdiğini bilmez, verdiği tarafından alınıp, onu mutlu kılıp kılmadığını bilmez. 48