- Ben bir keresinde , kasaplık mesleğinin insanın ruhunda adam öldürmeye yatkınlık olduğunu gösterip göstermediğini sormuştum kasaplara ; ama onlar karşı çıkmışlardı : "Biz bir hayvan kestiğimizde gözlerinin içine bakmaya cesaret edemeyiz," diye .İçlerinden biri , daha önceden bildiği , hele hele sütünü içtiği bir ineği kesemeyeceğini söylemişti bana.Bende onlara Vicario kardeşlerin kendi yetiştirdikleri , adlarıyla çağıracak kadar yakından bildikleri aynı domuzları kestiklerini hatırlatmıştım."Doğru ,"diye karşılık vermişti bir tanesi, " ama dikkat ederseniz onlara insan adları değil , çiçek adları koyuyorlardı."
- "Onun bu kesin hesabı yıllar boyu peşimi bırakmayacaktı , çünkü Santiago Nasar , kendi düşüncesine göre , kapalı yerdeki çiçeklerin kokusunun ölümle yakin bir ilişkisi olduğunu sık sık söylerdi bana , o gün de tapınağa girerken ayni şeyi söylemişti. "Cenazemde çiçek istemem ha," demişti bana, ertesi gün oraya çiçek konmaması işiyle benim uğraşacağimi aklına bile getirmeden.
- Kız , onun adını ancak söyleyebilecek kadar bir süre duraksamıştı.Karanlıkların içinde aramıştı o adı , bu dünyada ve öteki dünyada birbirine karışmış onca ad arasından ilk bakışta bulup çıkarmıştı onu ; tıpkı ölüm fermanı ezelden beri yazılı olan iradesiz bir kelebekmiş gibi , isabetli bir atışla onu duvara mıhlayıvermiş."Santiago Nasar ," demişti.
- İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir.
- Biraz küçümseyen bir merakın itişiyle yuvarlak dövüş alanını inceledi.
- "Bütün sorun zayıf karakterli oluşun," dedi sonunda. "Oraya başın dimdik gidip arkadaşını bir yana çekmen ve 'Arkadaş, horozu sana satmaya karar verdim,' demen gerekirken sen sadaka istiyormuş gibi davranıyorsun."
- "Sabahın erken saatlerinde nerede olduğumu hatırlayamayarak uyandım. Kız, sırtı bana dönük olarak cenin gibi kıvrılmış uyuyordu hâlâ. Onun karanlıkta kalktığını ve banyoda sifonun sesini duymuşum gibi belirsiz bir duyguya kapılmıştım, ama rüya da olabilirdi. Bu benim için yepyeni bir şeydi. Kadınları baştan çıkarma hünerlerinden haberim yoktu benim, bir gecelik sevgililerimi ben hep hoşluklarından çok ücretleri için seçmiştim, çoğunlukla yarı giyimli olarak ve her defasında birbirimizi olduğumuzdan daha iyi hayal edebilmek için karanlıkta yatarak, sevgisiz sevişirdik. O gece, uyuyan bir kadının vücudunu, arzunun zorlamalarına kapılmadan ya da edep duygusunun engellerine takılmadan seyretmenin inanılmaz zevkini keşfetmiştim."
- "Seks, insanın aşkı bulamadığında elinde kalan bir tesellidir."
- "Biliyorsun, Delgadina, şöhret çok şişman bir hanımdır, hiçbirimizle yatmaz, ama uyandığımızda hep yatağın karşısında bize bakmaktadır."
- "Delgadina Delgadina sensin gönlümün sevdiği. Haydi kalk Delgadina giy şu ipekli eteği."