- "Ama nasıl yalnız? Yani hiç kimseyi görmüyor musunuz?"
"Ah hayır, görmesine görüyorum ?ama yine de yalnızım." - Ben yarın muhakkak geleceğim buraya, tam buraya, bu yere, tam bu saatte ve bir önceki günü hatırlayarak mutlu olacağım.
- Bütün gece, bütün hafta, bütün yıl sizi hayal edeceğim.
- Hayallerde başlı başına romanlar yaratıyorum.
- Ve bütün yaptığım, her gün, sonunda bir gün biriyle karşılaşacağımı hayal edip durmak.
- Yürürken şarkı söylüyordum, çünkü mutlu olduğumda, ne bir arkadaşı ne iyi bir ahbabı ne de mutlu anında mutluluğunu paylaşacak bir kimsesi olmayan her mutlu insan gibi, durmaksızın kendi kendime bir şeyler mırıldanırım.
- Evet, eğer elim titriyorsa bu onun daha önce hiç böyle sizinki gibi güzel, küçük bir el tutmamış olmasındandır.
- Çoğu zaman insanlar, hatta caniler bile, haklarında verdiğimiz hükümlerden çok daha temiz ruhlu olurlar. Biz de öyle değil miyiz?
- İdam mahkmunun biri ölümünden bir saat önce , yüksek bir dağın tepesinde,
ancak iki ayağının sığabileceği kadar daracık bir yerde yaşaması gerekse; çevresindeyse
u çurumlar, okyanuslar, sonsuz karanlıklar, fırtınalar ve sonsuz bir yalnızlık olsa, yine de o bir
avuç yerde ömrü boyunca, binlerce yıl, sonsuza dek yaşamanını, o anda ölmeye yeğleneceğini
söylemiş. Yeter ki yaşasın! Yalnızca yasasın! Aman Tanrım, bu nasıl gerç ek böyle! Bu nasıl
ger çek! İnsan ne al çak yaratıkmış! - Onun aşkının bir saati, bir dakikası, rezaletin verdiği azap içinde geçen bütün bir hayata bedel sayılamaz mıydı?