- "Barnabas sabah sabah kalkıp, şatoya gidiyorum, demiyor mu bir hüzündür çöküyor üzerime. Bu belki hiçbir işe yaramayacak yol, bu belki kaybolmuş gün, bu belki boşuna umut; ne demeye sanki bütün bunlar?"
- "herşeye rağmen"
"rağmen"de bir çatışma, bir yaşam var, oysa "herşey"de bir yok oluş.
#milenayamektuplar - Cevap vermek için çok yorgunum, aşktan, kederden, çaresizlikle cebelleşmekten o kadar yorgunum ki.
- O kadar baskı altındayım ki bazen patlamaması için beynimi avuçlarımla bastırmak zorundaymışım gibi hissediyorum.
- Seni seviyorum işte, budala, deniz dibindeki çakıl taşı nasıl sevilip, sarmalanır, ona bağlanılırsa ben de sana öyle bağlıyım, umarım ben de seninle denizle çakıl taşı gibi birlikte olurum.
- Ayrıca, belki de seni çok sevdiğimi söylediğim zaman bu aşk anlamına gelmiyor, sen kalbime giren bir bıçaksın ve ben bu bıçağı daha da saplıyorum, işte aşk bu.
- Ama dert uyurken de, uyanıkken de vücudu ikiye bölen saban gibidir ve katlanılması mümkün değildir.
- Hayatın iki saati, iki sayfa yazıdan iyidir demeyin; yazı daha yoksul ama daha açıktır.
- Dünyada benim ihtiyaç duyduğum kadar sabır var mı Milena?
- Eğer mutluluktan ölünüyorsa, bu benim başıma gelmeli. Ve eğer ölüme yazgılı bir mutluluk sayesinde hayatta kalınıyorsa, o zaman hayatta kalacağım.