- Evden çıkıp gitmen gereksiz. Masa başında kal ve bana kulak ver. Kulak vermesen de olur, sadece bekle. Beklemesen de olur, tamamen sessiz ve yalnız ol. Dünya maskesini düşüresin diye, kendini sana sunacaktır; başka bir şey gelmez elinden, cazibeye kapılmış, ayaklarının dibinde kıvranıp duracaktır.
- Ulu Tanrım, Milena , keşke burada olsaydınız ve sen ey zavallı, düşünmekten aciz kafa! Yine de sizi özlediğimi söylesem yalan olur; bu olup olabilecek en eksiksiz, en acı verici büyü: Buradasınız, tıpkı benim gibi, hatta benden de fazla; benim olduğum yerde siz de varsınız, üstelik benden daha fazla varsınız.
- Bugün bir Viyana haritasına baktım, senin sadece bir odaya ihtiyacın varken, bu kadar büyük bir şehir inşa edilmiş olması bana bir an için akıl almaz geldi.
- Ve ayrıca benimle ilgili olarak için rahat olsun, son günde ilk günkü gibi beklerim.
- Kirliyim ben Milena, sonsuz kirli, o yüzden temizlik konusunda böylesine yaygara ediyorum. Hiç kimse cehennemin dibindekiler kadar temiz şarkı söyleyemez; meleklerin söylediğini sandığımız şarkı, aslında onlarınkidir.
- Mutlulukmuş! Sanki mutluluk imkanı yalnız ve sadece bizim içimizde değilmiş gibi! Sanki mutlu olma yeteneği tıpkı şarkı söyleme, yazma, politika ya da ayakkabı yapma yeteneğine benzer özel bir kabiliyet değilmiş gibi!
- İyi, bir bakıma rahatsızlık vericidir.
- İnsanlarla iç içe olmak , insanı kendini gözlemlemeye götürür..
- Gerçek bölünemez, bu yüzden kendini tanıyamaz; her kim onu tanımak isterse bir yalan olmak zorundadır.
- Kötü, bazen insanın elinde bir alet gibidir; bilinsin ya da bilinmesin, eğer insan bunu yapmak istiyorsa, kaldırılıp bir kenara konulmasına ses çıkarmaz.