- Bilmiyor ki özür dilemek de bir bağımlılık olabilir; yerli yersiz durmadan etrafındakilere ?kusura bakmayın? dedikçe bakılacak kusurları artar insanın.
- Hatırlamakla değişse hatıralar...
- "Keşke" demekten başka bir şey yapmıyor. Öylesine takılmış ki eskilere, ilgisi teması kalmamış ne şimdi ile ne gelecekle. Zamanı kuyruğundan tutayım derken, An'ı kaybetmiş hepten. Bozuk plak gibi takılmış kalmış bir çentikte, yapışmış aynı nakaratın aynı nakaratına, döne döne.
- Tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu bir çizgisi var hayatın. Farkında olmadan basıyorsun çizgiye. Kızıyorlar anında. "Yandın!" diye atılıyorsun oyun dışına.
- "Tesadüfler ki tesadüfi değildir."
- "Yuvayı dişi kuş kurar" lafı yanılsamadır. Çünkü her dişi kuş her mevsim yeni bir yuva yapa yapa yaşayıp gider. Kurduğu kadar terk etmesini de bilerek. Ömür boyu aynı yuvada kalan kuş yoktur.
- Bilmiyor ki, böyle hoş hayaller kura kura hepten yitirecek gerçeklik duygusunu. Bilmiyor ki hayal gücünün hudutsuz ikliminde dolaşmayı sevenler kolay kolay hakiki dünyaya dönmez, dönemez.
- Bitmedi savaşlar. Bitmez de! Zira ne eşitlik var yeryüzünde ne adalet. Güçler dengesizliği, gelir adaletsizliği, sınıflararası uçurum... Körükler de körükler çelişkileri. Hayatın diyalektiği bu. Tez olacak ki antitez olsun, ikisi çatışıp harmanlacak ki sentez doğsun...
- On Dördüncü Kural: Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını? s.134
- Aşktan önce. Aşktan sonra. Çünkü aşk bir milat. Takvimlerin kendini sıfırladığı, saatlerin yeniden ayarlandığı an. Aşktan önce olan biten her şey ?mişli geçmiş. Adeta yaşanmamış. Bir şekilde hafızaya sonradan alınmış. Aşktan sonra olan her şey şimdiki zaman. Öncesi ve sonrası olmayan.