- Sadakatsizligin kendine has bir kokusu vardı. Ve Ella bu kokuyu tanıyordu
- Kalamıyoruz, çünkü en basitinden bizler önyargılıyız yalnızlık konusunda. Bunu bir acizlik, bir zayıflık olarak algılıyoruz. Etrafımızda başkaları varken, kalabalıklar içindeyken kendimizi daha korunaklı addediyoruz. Ya da daha başarılı. Daha karizmatik. Daha mutlu.
- Keşke ara ara kapsamlı bir tadilata girişsek benliğimizde. Keşke daha fazla ertelemeden ve samimiyetle bakabilsek içimize. Oradaki yanlışları, hırsları, kabuk tutmuş yaraları, tamahkarlıkları tek tek bulup ayıklayabilsek.
- Her şey ne kadar uzak şimdi ve ne kadar yakın.
- Her şey nasılda bi anda olup bitiyormuş meğer..
- Dünyanın bütün kuşları geçiyor gözlerimin önünden denizleri çekilmiş kıyılara gidiyorlar.
- Az ileride makas değiştiriyor tren şimdi başka raylarda hayatının ölümsüz bir bölümü olacaktı belki olması ama boşver makasla!
- Çünkü onlar ölümü mutluluğundan tanırlar.
- Ölüm güdüsü gelişkin insanların yaşamları boyunca mutluluktan korkmaları mutluluktan kaçmaları gibi bir şey bu.
- Aynı hattın iki ucundayız nasılsa. Son durakta inip yeniden yürüyelim birbirimize.