- Oysa hayattaki en vahim aldanışlar, kendimizden memnun olduğumuz anlarda çıkar.
- Endişelenmez mi insan? Sevdiceği inci tanesi. Dünya nursuz olunca
- Bu açıdan bakınca, yağmurda hüzün gibi birşey galiba: İlk başta aman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın, emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın, ama baktın ki olmuyor, baktın ki yağıyor üzerine dört bir koldan, gark olursun ta dibine kadar ve bir kez bu kadar battın mı içine, ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne farkeder. Yağmur da hüzün gibi birşey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık. Olsa olsa "kuru kalabilenler" ve "sağanaktan nasibini alanlar" var. Sayfa 11
- "Bulgaristan'da, herkesin Elena diye tanıdığı bir kızken en sevdiği oyunlardan biri siyah bir kadifenin üstünde kar taneleri yakalamaktı. Her seferinde koşarak eve gelirdi hazinesini annesine göstermek için ama kumaşı açtığında kar taneleri gitmiş, geriye yalnızca ıslak izleri kalmış olurdu. Büyüdükçe ve peşinden koştuğu her emeli elinden kaçırdıkça bütün güzel şeylerin geçici olduğuna karar verdi. İnsanlar hoş bir kadın gördüklerinde zamanla saçlarının ağaracağını ya da cildinin sarkacağını düşünmüyorlardı, bunların olacağını bildikleri halde. Onun yerine seçili bir anın cazibesini alıp zihinlerinde ebedileştiriyorlardı. Kimse görmek istemiyordu güzelliğin, zamanın siyah kadifesinde erimeye mahkum bir kar tanesi olduğunu.
- Şu hayatta insan en çok sevdiklerini acıtır... En derin yaralar ailede açılır, kabuk tutsa bile kanar hikâye, içten içe... Aşkı aramadan evvel, düşün bir, ya benden nasıl bir âşık olur? İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır. Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir cenk gibi yaşarsın. Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur. Şu hayatta insan en çok sevdiklerini acıtır. En derin yaralar ailede açılır, kabuk tutsa bile kanar hikâye, içten içe... Attığımız her adım, yaptığımız her işte kendimizi yansıtırız. Budur çözülmesi gereken bilmece...
- Neden?" diye sorma, ne olur! Cevabını sen bul. Ve kendine sakla.! Çünkü öyle hakikatler var ki bu yollarda, anlatırken bile sır kalmalı..!
- "Başımıza beklenmedik rastlantılar ancak bunları karşılamaya hazır olduğumuz anlarda gelir "diye yazmıştı Aziz bir mesajında.
- Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır.Akıl temkinlidir.Korka korka atar adımlarını. 'Aman sakın kendini' diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği 'Bırak kendini, ko gitsin' Akıl kolay kolay yıkılmaz.Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var... AŞK | Elif Şafak
- Hakkın karşına çıkardığı değişımlere direnmek yerine teslim ol. Bırak haya sana ra?men de?il,seninle beraber aksın. 'Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir' diye endişe etme.Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını? AŞK | Elif Şafak
- Nerden bilmişti onları gözetlediğimi? Büyücü müydü bu adam? Fersah fersah uzaklaştığımda bile, değil durmak, yavaşlayamadım. Kalbim ağzıma varacak gibiydi, dilim dudağım kurumuştu.