- Belki de insan bir şeye ne kadar yakınsa o kadar az görebiliyordu. Yıldızlar gibi hayatın hakikatlerini keşfedebilmek için de mesafe gerekiyordu.
- Bilginin sahibi yoktur. Tapusu, efendisi yoktur. Emanettir bilgi, kendinden öncekilerden alir; cogaltir, sagaltir ve kendinden sonrakilere verirsin.
- Kim olursak olalım, dünyanın hangi yerinde yaşarsak yaşayalım, ta derinlerde bir yerde hepimiz bir eksiklik duygusu taşımaktayız. Sanki temel bir şeyimizi kaybetmişiz de geri alamamaktan korkuyoruz. Neyin eksik olduğunu bilenimiz ise hakikaten cok az.
- Çektiği ıstırabın altında ezildikçe haykırıyor; haykırdıkça sır tutmamış bir ayna misali çatlıyor, kırılıyor inceden. Feryadı keskin cam kırıkları gibi dört bir yana dağılıp delik deşik ediyordu geceyi.
- Yaşamaya değer bir yaşamın peşindeyim; ve bir de, bilmeye değer bilginin.
- Kelimelere ihtiyaci vardı. ...kelimelere hasretti.
- Pek cok insan için tevekkül etmek, pasif kalmak demek; halbuki tam tersine. Tevekkül, kabulün ve uyumun getirdiği som huzur halidir. Edilgen değil, etkindir.
- Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin.
- Sevdiğin birini yitirince bir yanın onunla beraber kaybolur. Terk edilmiş hayaletli bir ev gibi buruk bir yalnızlığa esir olur, eksik kalırsın. İçinde bir sır gibi, giden sevgilinin yokluğunu taşırsın. Öyle bir yara ki üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin canını yakar. Öyle bir yara ki iyileştiğinde bile kanar. Bir daha gülemeyeceğini, hafifleyemeyeceğini sanırsın. Karanlıkta el yordamıyla ilerler gibi akar hayat. Önünü göremeden, yönünü bilemeden, sadece şu anı kurtararak...
- Fotograf albümleri : gözün, gecmiste gördüklerinden sadece güzel olanlari hatirlamasini saglamak icin, belli araliklarla dolaptan cikarilir fotograf albümleri.