- "Devrimci, bütün çocukların oyuncakları olmasını ama hiçbir çocuğun aşırı oyuncağı olmamasını isteyen kişiye denir."
- Bazı insanlar dünyayı değiştirmek istiyorlar, bazıları eşlerini yada arkadaşlarını. Kendini değiştirmek isteyen çok az. Bana sorsalar, ben Tanrı'yı - Tanrı algısını-değiştirmek istiyorum galiba. Ne muhteşem bir şey olurdu. Herkesin yararına.
- Mide bir masal diyaridir. Hudut boylarını çikolatadan muhafizlar bekler. Muhafızları yiyince, hiçbir engel kalmaz rejimi bozanın önünde. Uçsuz bucaksız ve yasaksız bir alemin kapıları aciliverir hududu geçince. Mide bir masal diyaridir. Ve o masal diyarı boyunca insan ile hayvan, zarif ile kaba, güzel ile çirkin, uygar ile vahşi, çekici ile iğrenç arasındaki mesafe topu topu bir lokmaciktir. O da çabucak ham yapılır.
- Asla bir yere demir atma. Adresin değil, sadece ayak izlerin olsun bu dünyada.
- Şükret! istediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.
- Şirin Mona ve Peri...
- Yağmur da hüzün gibi bir şey galiba:Ilk başta, aman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın, emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın, ama baktın ki olmuyor, baktın ki yağıyor üzerine dört bir koldan, gark olursun ta dibine kadar ve bir kez bu kadar battın mı içine, ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne fark eder. Yağmur da hüzün gibi bir şey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık. Olsa olsa "kuru kalabilenler" ve "sağanaktan nasibini alanlar" var.
- ..Ve birgün kitaplarından başını kaldırdığında, kendisiyle birlikte bütün dünyanın yaşlandığını farketmişti?
- Gayet iyi biliyordu ki, hüzün denilen şey tıpkı siyah, dalgalı saçlarının arasına nasılsa yerleşivermiş beyaz bir saç teline benziyordu. Hüzün, kopardıkça çoğalıyor, çoğaldıkça arsızlaşıyordu.
- "Hüzün denilen şey tıpki siyah, dalgalı saçlarının arasına nasılsa yerleşivermiş beyaz bir saç teline benziyordu. Hüzün kopardıkça çoğalıyor, çoğaldıkça arsızlaşıyordu."