- İlk başta bizim ebemiz olan zaman, gün gelecek celladımız olacak. Dün, zaman bizi emzirdi ama yarın yiyecek. Her şey bundan ibaret ve biz bunu iyi biliyoruz...
- Kaybolan şeyler.. Barış ve adalet haykırarak doğan yirminci yüzyıl kanın içinde boğulmuş olarak öldü ve bulduğundan çok daha adaletsiz bir dünya bıraktı arkasında.. Yine barış ve adalet haykırarak doğan yirmi birinci yüzyıl da, önceki yüzyılın izinden gitmekte.. Ben çocukken, dünyada kaybolan her şeyin Ay'a gittiğine inanıyordum.. Ne var ki, Ay'a giden astronotlar orada ne tehlikeli rüyaları ne tutulmayan vaatleri ne de kırık umutları buldular.. Eğer bunlar Ay'da değilseler, neredeler o zaman..? Yoksa dünyada kaybolmadılar mı..? Yoksa dünyada saklanıyorlar mı..?
- Dünle bugünün bir araya geldiği, birbirlerini tanıyıp kucaklaştıkları tek bir yer var, o da yarın. Geleceğin gelenekleri.
- Ama babacığım, dermiş Josep ağlayarak, "Tanrı yoksa dünyayı kim yarattı..?" Babası bir sır verecekmiş gibi başını eğerek, Dangalak, dermiş ona, "biz yarattık dünyayı, biz, tuğla işçileri." Dünyanın başlangıcı.
- İnsan ölmek için yaşar, hepsi bu...
- Aşk, Tanrı kelamını duymaz, büyücülerin muskalarına aldırmaz. Hiçbir hükümet yasası aşka söz geçiremez ve pazaryerlerinde kocakarıların sattığı kesin etkili, güvenceli bileşimlere karşın hiçbir şurup aşkı söndüremez...
- Düzen: Bir eliyle verdiğini öbür eliyle alır. Kurbanları: Ödeme yaptıkça borçlu çıkarlar. Aldıkça yoksullaşırlar. Ne kadar çok satarlarsa o kadar az kazanırlar...
- Jose Luis'in babasından öğrendiği sayısız şeylerin başlıcası şuymuş: "Önemli olan gülmektir," diye belletirmiş yaşlı baba, oğluna. "Hem de hep birlikte gülmek..."
- ...Sinu yerlilerine Tanrı'nın dünyaya geldiğini ve Aziz Petrus'u temsilcisi olarak seçtiğini, Aziz Petrus'un halefinin kutsal Papa olduğunu ve evrenin efendisi Kutsal Papa nın bütün yerli topraklarını ve bu yarımadayı Kastilya kralına bahşettiğini bildiriyor. ... ..İki kabile reisi, cevaplarının olumsuz olması ya da çok gecikmesi durumunda onlara savaş açacağını, onların yanı sıra kadınlarını ve çocuklarını da köle yapacağını, onları satacağını ya da çalıştıracağını ve bu haklı savaşın neden olacağı ölüm ve zararların suçlusunun İspanyollar olmayacağını haber veren tuhaf adamı oturdukları yerden gözlerini kırpmadan dinliyorlar. Reisler.., Kutsal Papa'nın başkasının malıyla cömertlik tasladığını, kendisine ait olmayanı dağıtırken sarhoş olması gerektiğini ve tanımadığı insanları tehdit ettiğine göre Kastilya Kralı'nın terbiyesizin teki olduğunu söyleyerek cevap veriyorlar.
- en son olarak rahatça söyleyebiliriz ki, günümüzde bile, kapitalizmin zengin merkezlerinin varlığı ancak yoksul ve köleleştirilmiş çevre ülkelerin varlığıyla açıklanabilir ve bu zengin merkezlerle yoksul çevreler bir tek ve aynı sistemin ayrılmaz parcaları halinde karşımızdadır. syf. 51