- Dünya, Tanrı'nın aldatılabileceğini ve ellerinin temiz kalması için öldürmemekle çalmamanın yeterli olacağını düşünen acınası insanlarla dolu.
- İnsan özlemini çektiği sevinçlere ulaşamadığı zaman sıkılır.
- Gelecek, geçmişin duvarlarının ardında değildir.
- Kitaplarda bir efsane dolaşır. İçinde bulunduğumuz bin yılın başına her biri kendince damga vurmuş üç İranlı arkadaştan söz eder bu efsane: Dünyayı gözleyen Ömer Hayyam, o dünyayı yöneten Nizamülmülk ve aynı dünyaya dehşet saçan Hasan İbni Sabbah...
- Nasıl mı dua ederim? Güle bakarım, yıldızlara bakarım, yaratılışın güzelliğine hayran kalırım. Yaradan'ın en büyük, en güzel eseri olan insana, bilgiye açlık duyan beynine, sevgiye susamış olan yüreğine, duyularına, uyanmış ya da doyuma ulaşmış tüm duyularına hayranlık duyarım.
- Adım yüzümden yolumu, yolum yüzünden adımı değiştirecek değilim.
- Şiddet korkunun çocuğudur...
- Tebriz öyle bir günde geçiştirilecek bir yer değil. Nasıl olur da buraya kadar geldikten sonra, Doğu'nun en büyük kapalıçarşısının labirentlerinde bir veya iki gün boyunca kaybolmadan Binbir Gece Masalları'nda sözü geçen Mavi Cami'nin harabelerini görmeden çekip gitmeyi düşünürsünüz? Günümüzde seyyahların hep acelesi var; telaş içinde, her ne pahasına olursa olsun diyerek geliyorlar, ama gelmek bir yolun sonuna varmak değil. İnsan her menzilde bir yere varır, her adımda gezegenimizin gizli kalmış bir yüzünü keşfedebilir, bunun için bakmak, istemek, inanmak, sevmek yeterli.
- Arzuladığım kadın öyle uzak, öyle uzakta ki
Hiçbir zaman sarılmaya yetmez kollarım - Tanrı'nın sorunları, Şeytan'ın ise çözümleri yarattığını düşünmüşümdür her zaman. Sorunlar bizi sarsar, hırpalar, elimizi kolumuzu bağlar, bizi biz olandan başka bir şey yapar. Esenlikli bir dengesizliktir bu, tüm türlerin gelişimini sağlayan şey sorunlardır, çözümlerle ilerleme kaydedilmez, tükeniş başlar.