- Sanatın hayatında tekâmül nasıl yoksa, sanatkârın hayatında da yoktur. Her sanatkâr yeniden başlar ve ondan evvel sanki hiçbir kimse bir eser meydana getirmemiş gibi çalışır. Yani başkasının tecrübesinden değil, ancak kendi tecrübesinden faydalanır. Başka kimselerin tecrübesinden istifade, tecrübenin devamlılığı ve birikmesi ilmin şartlarındandır. Sanatta ise yabancı tecrübeden istifade etmek taklid, tekrarlama, akademizmdir; yani sanatın ölümü demektir.
- Platon'un "Cumhuriyet"inde şu satırları okuyoruz: "20 ila 40 yaşında olan kadınları 25 ila 55 yaşında olan erkeklerle beraber hususî odalara hapsetmeli. Bundan doğacak çocuklar anne ve babalarından haberleri olmadan devlet müesseselerinde eğitilmeli. Yirmi yaşından küçük kadınlara ve 55 yaşından büyük erkeklere cinsî münasebetler yasak değildir; fakat, böyle bir aşkın semeresi olan olan çocuklar bertaraf edilmeli ya da doğduktan hemen sonra açlıktan ölecekleri muayyen bir yere terkedilmeli. Aile hayatı ve sevgi mevzubahis değildir."
- ....kısas, gayrı ahlâkî bir fiile ahlâkî bir cevaptır, çok defa yararsız ve hatta tatbikat bakımından zararlı zannedilse de...
- Saf din iffet ister, materyalizm ise cinsî münasebetler bakımından prensip olarak tam serbestiye müsaade verir. Fakat her ikisi de teorinin yüksekliklerinden inip de tatbikattaki birçok güçlükle karşılaştığında orta çözüm olarak evlilik müessesesine doğru inkişaf göstermek zorunda kalmışlardır.
- Namaz sadece dua, ibadet değildir. O eskiden disiplin, birlik ve dayanışma okuluydu ve yeniden bu olmalıdır. O, etmizlik, çalışma, birlikteliktir. Pagan İran'ın kaderini tayin eden Kadisiye savaşı öncesinde, uzakta, düz ve saşarda namaz kılan Müslüman askerlerini görünce Farslı komutan yanındakilere şöyle demiştir: "İşte, askeri tatbikattaki Ömer'in askerleri".
- "Namaz sadece dua, ibadet değildir. O eskiden disiplin, birlik ve dayanışma okuluydu ve yeniden bu olmalıdır. O, temizlik, çalışma, birlikteliktir. Pagan İran'ın kaderini tayin eden Kadisiye savaşı öncesinde, uzakta, düz ve saşarda namaz kılan Müslüman askerlerini görünce Farslı komutan yanındakilere şöyle demiştir: "İşte, askeri tatbikattaki Ömer'in askerleri"."
- İslam bu ikili davetle tanımlanabilir. Allah'a ve iyiliğe karşı İslam teslimiyeti emrediyordu fakat kötülük, zulüm, düşmanlar, hastalık, pislik ve batıl inanca karşı onun sadece tek bir emri vardı: Mücadele.
- Hollandalı bilim adamı Dozy, Avrupa'daki okur-yazarlığın sadece kilisenin sayılı adamlarının tekelinde iken İslamî dönem Endülüs'ünde yaşayan nüfusun tamamına yakınının okuma yazma bildiğini ifade eder ve şöyle der: "Bu parlak kültürün çekiciliğinden etkilenen bütün Hristiyan Avrupa'dan çok sayıda gönül adamı ve başkaları, Kurtuba, Toledo ve Sevilya'daki İslam Üniversiteleri'nin derslerine katılmak üzere akın ediyordu."
- avrupada bulunan çeşitli ideolojik ve siyasi güçlerin menfaatlerinin lehinde olan bir durumdur. Bu güçler bütün diğer meseleler konusunda birbiriyle kavgalı oldukları halde, İslam ve Müslümanlara zarar vermek gerektiğinde her zaman hemfikirdirler.
- Alan sınırlaması sebebiyle mümkün olmadığı gibi bu makalenin hedefi Müslüman halkların gerileme sebeplerini araştırma hatta saymak bile değildir. Fakat ona rağmen diğerlerinden, taşıdıkları önem itibarıyla ayrılan iki sebebi zikredeceğim: Dış sebep- Moğol istilası, iç sebep- İslam'ın teolojik yorumu.
Her ne kadar Moğol istilasıyla alakalı olarak çok yazılıp çizildiyse de, bu facianın korkunç boyutlarının insanların zihinlerinde hiçbir zaman yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. İslam için hayatî önem taşıyan muazzam büyüklükteki alanda yüzlerce şehir ve insan eli ile yaratılan ne varsa yeni ve hatta eski tarihte örneği bulunmayacak şekilde yok edilmiştir. Birçok bölgenin nüfusu, son insana kadar, tamamen ortadan kaldırılmıştır. Ayaklar altına alınmış insanların bir daha ayağa kalkmaları mucize sayılabilir.
Diğer taraftan; İslam'ın sadece teolojik olarak anlaşılması -onun sadece din mesajı olarak algılanması ve böylece dış dünyayı düzenleyen ve değiştiren rolünün dışlanması hatta yok sayılması- İslam toplumunun gücü ve direncini içerden zayıflatarak barbarların kolay avı haline gelmesine sebep olmuştur.