- Bu daima böyledir. Hadiseler kendiliğinden unutulmaz. Onları unutturan, tesirlerini hafifleten, varsa kabahatlilerini affettiren daima öbür hadiselerdir.
- "Kalp işlemiyor artık. Beyinde arıza var"
- "İnsan birisini bu kadar severse nasıl darılır?" diyordu. Hiç darılabilir mi? Muhakkak yorulmuştur..
- "Hayat benim için iki eli cebinde uydurulan bir masaldı."
- İçimde o zamana kadar duymadığım bir eziklik vardı. Bu korku değildi, acı değildi. Ancak kendisine ihanet eden insanların duyacağı bir azaptı. Bir ucu iğrenmede biten garip bir duygu...
- O bana hiçbir şeye sahip olmadan, hiçbir şeye aldırmadan yaşamayı öğretti."
- Hayat denen bir şey vardı. Paralı parasız insanlar yaşıyorlardı. Kızıyorlar, gülüyorlar, ağlıyorlar, alakadar oluyorlar, seviyorlar, ıstırap çekiyorlar, fakat yaşıyorlardı.
- En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı?Hatta ben var mıydım? Ben dediğim şey; bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi."
- O bana hiçbir şeye sahip olmadan, hiçbir şeye aldırmadan yaşamayı öğretti."
- "" Belki bu iyi gelir!" diyordum. Elbette birinden biri iyi gelecek ve ben de etrafımdakilere benzeyecektim. Muhakkak benzemeliydim. Benzemezsem yaşamak çok güçtü."