- ...Sevginin, merhametin eşiğini atlayanlar, ıstırabın gömleğini de kendiliğinden giyinirler..!
- ...Fikirlerimiz, onları taşıyacak kudrette olduğumuz nispette bizimdirler..!
- "Hayatımda birçok şeyler daha beni korkutabilir, başıma türlü felaketler gelebilirdi. Fakat en müthişi, onu kaybetmek ihtimali ve bunun korkusu artık yoktu."
- Benden sor sırrını mesafelerin Benden sor ve benden dinle akşamı... Rabbim bu sonsuzluk ve onun tadı...
- Her bakışta çizer bu kederli su, Ömrümüzün geniş bir tablosunu. Bir tablo ki, ne renk, ne çizgisi var; Fakat her hatıra içinde yaşar... Ve derinliğinden bizlere güler, Kalbi kalbimizde çarpan ölüler.
- Bak şimdi, ak saçlı bir ihtiyar; Arıyor seni: Diyar, diyar... Şehriyar, Şehriyar!...
- Hiçbir zaman Nuran, Mümtaz'ın hayatını tasarrufa kalkışmamıştı. Sevginin insan hürriyetine bir tecavüz olmamasını istiyordu. Mümtaz ömrünü ve hayatını ona hediye ettikçe, o tıpkı eski ve cömert Abbasi halifeleri gibi hepsini birden kabul ediyor, sonra yine ona iade ediyordu."Benimdir, fakat sende kalsın ..." Ahmet Hamdi Tanpınar -Huzur
- ''biz düşüncelerimizi çok defa omuzlarımızda taşırız. onun için onları kımıldatmamız bu düşüncenin ağırlığı nispetinde güç olur.''
- Çehrelerinde, ellerinde, konuşmak için ağız açışlarında, sükutlarında, bir ideali değilse bile büyük bir ümidi eskiterek yaşadıkları, delik deşik olmuş bir şemsiye altında barınır gibi, çok güzel, çok parlak bir şeyin harabesine sığınmış oldukları görülüyordu.
- O zamana kadar politikayı büyük merkezlere mahsus, büyük meselelerin etrafında ve her şeyden evvel bir fikir davası addederdi. Fakat bu kısa yolculuk ona asıl politikanın bu küçük şehirlerin, para kudreti, iş imkanı sahiplerinin yüzlerinde, tok seslerinde, ağır baş sallayışlarında toplanmış, dış taraflarından bakılınca bir felaketin artığı gibi görünen bakımsız eşraf konaklarının, mağazaların, dükkanların, ardiyelerin malı olduğunu anlatmıştı. Politika topraktı, pazardı.