- Bilgi bizi geciktirir.Zaten ne sonu ne de gayesi vardır.Mesele yapmak ve yaratmaktadır.Bilselerdi , bilselerdi...Fakat bilselerdi bunu yapamazlardı.Bu heyecana , bu icada , bu kendiliğinden bulmağa erişemezlerdi.Bilgileri buna mani olurdu.Kızınız bu geceyi yarattı.Ne ile?Yaratma kabiliyetiyle...Çünkü yaratmak , yaşamanın ta kendisidir.Biz yaşayan , yaşamayı tercih eden insanlarız.Siz istediğiniz kadar somurtun.Ahmet Hamdi Tanpınar-Saatleri Ayarlama Enstitüsü
- - Bazen kendimi Goethe'nin Homunculus'u gibi bir cam kabuk içinde mahpus sanıyorum...
İhsan düşündü:
- Zannetme ki, sana kabuğunu kır! diye cevap vereceğim... O zaman dağılırsın! Sakın kabuğunu kırma! genişlet... ve kendine mal et, kanınla işle ve canlandır. Kabuğun kendi derin olsun... - Vücutlarımız, birbirimize en kolay vereceğimiz şeydir; asıl mesele, hayatımızı verebilmektir. Baştan aşağı bir aşkın olabilmek, bir aynanın içine iki kişi girip, oradan tek bir ruh olarak çıkmaktır.
- İnsanoğlu tam sevinemez, bu onun için imkansızdır. Düşünce vardır, küçük hesaplar vardır ve korku vardır.
- Kim bilir? Bazı kapıların bize kapalı görünmesi, önünde değil, arkasında durduğumuz içindir.
- Artık insanlar hakkında hüküm vermekten vazgeçmişti...
- Mesuliyetini taşıyacağın fikrin adamı ol! Onu kendi uzviyetinde bir ağaç gibi yetiştir. Onun etrafinda bir bahçıvan gibi sabırlı ve dikkatli çalış!
- Bugüne getirdikleri kolaylığı yarın çıkaracakları imkansızlıklarla bize ödetebilirler.
- ?Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde? Fakat daima ödersiniz? Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz.?
- Aşk... dedi. Hayatın içimizde gülümseyen yüzü.