- Tehlike içinde yaşayanlar, ölümü daha mı kolay kabul eder?
- Ne demişti Hayyam: "Tasını şarapla doldur, gözlerin toprakla dolmadan."
- ...şu dünyada o kadar çok mutlu salak var ki...
- İnsanlar cehennem azabından korkmadan iyi olabildiklerinde daha üst düzeyde bir uygarlığın ilk adımı atılmış olacaktır.
- Anlayacağınız, çok insanla düşüp kalktım ama Tim ayarında biriyle karşılaşmadım. Hem sıkı bir bilim adamı, hem de köy kahvesindeki ırgatla bile oturup saatlerce konuşabilecek kadar sosyal biri. Onda hayret ettiğim yan budur zaten. Her konuda söyleyecek sözü var ama ukala değil.
- Ey, yılların ötesinden gelecek yabancı. Ey, beni Nuvanza'ya götürecek kişi. Ey, Nuvanza'yı bana getirecek kişi. Şimdi söyle bana, sahiden geldin mi? Yazdıklarımı okudun mu? Sahiden on iki ayrı kentte gömülü, On iki ayrı kente gittin mi? On iki ayrı bileziği buldun mu? On iki ayrı bileziği bizi birleştirmek için topladın mı? Sahiden beni Nuvanza'ya götürecek misin? Nuvanza'yı bana getirecek misin? Yoksa tanrılar yine kandırdı mı bizi? Yoksa Nuvanza boşuna mı yaptırdı on iki bileziği, Yoksa Nuvanza boşuna mı sakladı on iki ayrı kente, Yoksa sen, yabancı, yok sen yok musun? Yoksa boşuna mı geçti bekleyişim? Yoksa boşuna mı geçti benim ömrüm? Yoksa ben Nuvanza'yı boşuna mı sevdim?
- Ey, yılların ötesinden gelecek yabancı. Ey, beni Nuvanza'ya götürecek kişi. Ey, Nuvanza'yı bana getirecek kişi. Şimdi söyle bana, sahiden geldin mi? Yazdıklarımı okudun mu? Sahiden on iki ayrı kentte gömülü, On iki ayrı kente gittin mi? On iki ayrı bileziği buldun mu? On iki ayrı bileziği bizi birleştirmek için topladın mı? Sahiden beni Nuvanza'ya götürecek misin? Nuvanza'yı bana getirecek misin? Yoksa tanrılar yine kandırdı mı bizi? Yoksa Nuvanza boşuna mı yaptırdı on iki bileziği, Yoksa Nuvanza boşuna mı sakladı on iki ayrı kente, Yoksa sen, yabancı, yok sen yok musun? Yoksa boşuna mı geçti bekleyişim? Yoksa boşuna mı geçti benim ömrüm? Yoksa ben Nuvanza'yı boşuna mı sevdim?
- Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım. Tanrıların korkak haline getirdiği bir alçak. Alçakların en acınacak olanı, en tiksinti vereni. Yüreğini dalkavuk, aklını düşmanlıkla besleyen sinsi bir saray yazmanı.
- Bizim KADERİMİZ mühürlü oğlum! Bugün MUTLULUKTAN Müebbet yesek, Yarın AF çıkar. [ Ahmet Ümit ] - Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
- Başkomiser Nevzat ve Ali yine aramizdalar...