- "Eski halim yok, eski tahammülüm de kalmadı. İnsanlara katlanamıyorum artık."
- Öteki cephelerde bekledikleri zaferi elde edemeyen Almanlar, bizim, kanı da, canı da sudan ucuz askerlerimizi çatışmaya sürmek istiyorlardı. Ama hem hükümet üyelerinin çoğunluğu hem de cemiyetin önemli bir kısmı tarafsız kalmaktan yanaydı. Bir oldu bittiye ihtiyaç vardı. İşte onu da, adlarını Yavuz ve Midilli diye değiştirdikleri Goeben ve Breslau adındaki gemilerle yapmışlardı. Elbette Enver Paşa'nın desteği ve teşvikiyle...
- Bu devirde şerefli olmanın tek bir yolu var; o da ölmek
- yanılıyordu ama bozmak istemedim , çünkü bazı gerçeklerin kimseye yararı yoktur...
- Ölüm, kötüyü aklamaz Ali Komiser. Kötüyü aklayacak tek şey iyiliktir. Yaptığın kötülüklerden daha fazla iyilik yaparsan aklanırsın ancak.
- Sen yoktun. Terkedilmiş bir İstanbul vardı. Yaslanmış gökyüzünün umarsızlığına, Eylül rüzgarlarıyla sararan Bayram kartpostallarına benzeyen. Sen yoktun. Bir çocuk ağlardı istasyonlarda, Geceyarıları uykumu bölerdi hıçkırıkları, Trenler geçerdi gözbebeklerimden, Kirlenirdi bembeyaz umutlarım. Sen yoktun Tüm dünyayı değiştirebilirdim, Oysa aynalarda eskiyor yüzüm. Ne yana baksam karşımda bir anı, Meğer İstanbul ne çok benziyormuş sana... Sen yoktun, Omuzlarımda paramparça bir yürek, Göğüs kafesimde karmakarışık bir kafa, Kıvranarak olayların burgacında, Gezinirim sensizlikte, deliliğin sınırlarında. Sen yoktun, Kanayan bir İstanbul vardı, Yeryüzü ıssızlığında.
- '' ...Toprağım kıraç yerden alınmıştır, her bitki büyümez üzerimde, suyum ekşimiş şarap gibi tatsızdır, soluğum yalçın kayaları parçalayan rüzgarlar gibi delidir. Umuttan çok kuşku vardır yüreğimde, hoşgörüden çok öfke vardır, nedensiz düşmanlık gütmesem de, olur olmaz şeye sevgi beslemem ben. Haktan yanayımdır ve de hakikatten. Bu yüzden sevginin hak edenin hakkı olduğuna inanırım. Hak etmeyene sunulmayacak kadar değerlidir sevgi. ''
- '' Yeryüzünün bütün akan suları bulanır, geçtiği yerlerin kiri, pası, çamuru, suyun saydamlığını bozar. Kış güçlüyse donar. Önemli olan bulanmamak, donmamak değil, akmaktır. Su akabildiği sürece,yeniden temizlenmek, soğuğun donduruculuğundan kurtulmak umudu vardır. Kimse saf, kimse masum değildir. Yaşayan kirlenir; önemli olan safiyeti, masumiyeti yaşamın amacı haline getirmektir. Aslolan yaşamdır. Yaşam olduğu sürece saf olmak, masum olmak umudu da vardır. .... Suyun özü temizdir. İnsanın özü de. Önemli olan, bunca zalimliğe, açgözlülüğe karşı özümüzü koruyabilmek. Dünyanın en zor işi bu... ''
- Ellerini Allah'a açmıştı Sultan. Onu hiç terk etmediği için. Kendi tebaası bile dudak bükerken ona. Herkes başıyla değil, yaşıyla ölçerken onu ... Kendi vezirleri bile güvenmezken... An gelmiş kendi babası bile kararsız kalmışken... Herkes bu deniz geçirmez, bu surlar aşılmaz, bu kent alınmaz, bu hayal gerçek kılınmaz derken... Allah, hep yanında olmuştu onun. Hep inanmıştı bu genç hükümdara. Bu genç hükümdarın cesur fikirlerine. Çünkü Allah cesurları severdi. Hunların, Avarların, Arapların, Acemlerin, Latinlerin gösteremediği cesareti gösterdiği için, geçilmez denen denizleri geçtiği, aşılmaz denen surları aştığı, alınmaz denen kenti aldığı için...
- Ne önde git asıl, ne arkada git basıl, hep ortada yürü yürü evladım.