- Mesele aklın kabul ettiğini, kalbe anlatmaktı. İşte onu beceremiyordum.
- Sahi nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Hayır, bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. Ne sadece toprak parçası, ne su havzaları, ne ağaç silsilesi... Annemizin şefkati, babamızın saçlarına düşen ak, ilk aşkımız, doğan çocuğumuz, dedelerimizin mezarıdır vatan... Vatanı olmayan insanın hayatı da olmaz.
- Dürüst insanların neden yalana ihtiyaç duymadıklarını o anda fark ettim. Çünkü onlar inandıkları gibi hareket ediyorlar. Çünkü onların kendi doğruları vardı ve kimse onları bunun dışına çıkaramazdı.
- Kaybedilen bir ülke, kaybedilen bir şehir, kaybedilen bir hayat. Ve aklında hep aynı soru: Devlet mi kutsaldır, yoksa insan mı?
- ..çok yorgunum.. Kılımı kıpırdatmadan yüz yıl uyusam bile dinlenemeyecek kadar yorgun..
- Bensiz okuduğun kitaplar, izlediğin piyesler, gezdiğin sokaklar her biri ayrı bir ızdırap vesilesiydi.
- "Zamanı gelmiş fikirden daha güçlü bir şey yoktur."
- ... kader karşısında hep acze düşermiş insan. Vatanı kurtaracak iradeye sahip olsa bile, kendi ömür çizgisini değiştirecek kudreti bulamazmış kendinde.
- "Hürriyeti seçmiş ülkelerde ne varsa, biz de onu istiyoruz. Vatanın kalkınması için başka çare yok."
- Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki bırakalım yarınımızı, bugünümüzden emin olmak bile mümkün değil.