- İster dinsel ister siyasal olsun bütün ideolojiler aptalcadır, çünkü insanları böylesine talihsiz şekilde bölen, kavramsal düşünce, kavramsal dünyadır.
- Bu dünyada şiddete başvurmadan özgürlük içinde erdemli yaşamak mümkün müdür?
- Özgürlük bir fikir değildir; özgürlük hakkında yazılmış bir felsefe özgürlük değildir. İnsan ya özgürdür ya değildir. İnsan bir hapishanedeyse o hapishane ne kadar süslü olursa olsun sonuçta o insan bir tutsaktır; tutsak ancak hapishanede olmadığı zaman özgür olur..
- İster ekonomik, ulusal ya da dinsel sebepler olsun, ister siyasilerin kibri, ideolojiler, aidiyetler ya da benzeri sebepler olsun, savaşa katkıda bulunan sebepler tespit edilebiliriz; buna rağmen birbirimizi öldürmeye devam ederiz. Tanrı adına, bir ideoloji adına, ülke adına, başka şeyler adına. 5.000 yılda 15.000 savaş olmuş. Hala ne sevgiye ne de şefkate sahibiz.
- Komşunuza, karınıza, kocanıza ya da kız arkadaşınıza veya erkek arkadaşınıza, işte her kim olursa olsun ona bakarken, düşüncenin imgelemi olmadan, eski anılar olmadan ona bakabilir misiniz?
- Düşünce tüm insani sorunlarımızı çözmekte kullanmamız gereken yegane araç mıdır? Oysa düşünce ne sorularımıza cevap veriyor, ne de sorunlarımızı çözüyor
- Kendini öğrenmek ve kendini bilmek birbirinden tamamen farklı şeylerdir. Öğrenmek birikimsel olmayan sürekli bir işlemdir. Zira "kendim" yeni .düşünceler, yeni duygular, yeni değişimler, yeni öneriler, yeni ipuçlarıyla sürekli değişen bir şeydir. Bir şeyi öğrenmek geçmiş ya da gelecekle ilişkili değildir; öğrendim veya öğreneceğim diyemem. O halde zihin sürekli bir öğrenme hali içinde, dolayısıyla hep şimdiki zamanın içinde, hep taze olmalı, geçmiş bilgi birikimiyle bayatlamamalıdır.........Asla kendimi "biliyorum" diyemem. Kendini "bildiğini" söyleyen bir kişi kesinlikle kendini bilmiyordur. Öğrenmek sürekli, aktif bir işlemdir; öğrenmiş olmak meselesi değildir
- Hangi türden olursa olsun korku zihni karartır, saptırır, kargaşa ve nevrotik haller doğurur. Korkuda berraklık yoktur. Şunu akıldan çıkarmayalım ki, korkunun sebepleri hakkında fikir yürütebiliriz, onları gayet titizlikle tahlil edebiliriz, düşünsel olarak derinlemesine ele alabiliriz, ama sonunda yine korku duyarız. Ama eğer korku meselesinin özüne inebilirsek, gerçekten onun farkına varabilirsek, o zaman korkudan tamamen kurtulabiliriz.
- "Anladım" diyen zihin nasıl bir zihindir? ..... Düşünce anlar mı?
- Toplumun ahlakı ahlaksızlıktır, çünkü toplum aslında ahlaksızlık demek olan şiddeti, kibri, rekabeti, açgözlülüğü ve benzeri şeyleri kabullenip teşvik etmektedir. Sevgi, anlayış, sevecenlik diye bir şey yoktur hayatımızda ve toplumun "ahlaka uygun saygınlık" olarak kabul ettiği şey aslında düzensizlik yaratmaktan başka bir işe yaramamaktadır..