- Eğer kimse olmaya bir yerlere gelmeye saygınlık kazanmaya çok para kazanmaya çalışmadan sadece yapmak istediğiniz şeyi yaparsanız işte yaratıcılık doyum ve kıvanç o zaman size gelir.
- Bir şey olmak istediğimiz andan başlayarak özgürlüğümüzü yitiriyoruz.
- Eğitimin işlevi sizin çocukluktan başlayarak, başka birisine benzemeye çalışmak yerine, sizin kendiniz olmanızda size yardımcı olmak olmalıdır.
- Öğrenme çabayla elde edilebilir ama zeka, başkaldırmayla ortaya çıkar, yani korku olmayınca, yani sevgi olduğu zaman. Zaten korkunun olmadığı yerde sevgi vardır.
- Sevmek bütün yüreğinde sevmektir, tüm varlığını o kimseye vermek ve karşılığında hiçbir şey beklememektir. Karşılık olarak o kimseden sevgi dilenmek için bir dilenci çanağı uzatmamaktır. Böyle bir sevgi olunca kızgınlığa yer kalır mı? Arkadaşınızdan birşeyler bekliyorsunuz, arkadaşınız beklentilerinize karşılık vermeyince düş kırıklığına uğruyorsunuz. Bu demektir ki siz ruhsal olarak, içten içe bu kimseye bağımlısınız. Onun için nerede ruhsal bağımlılık varsa orada gönül kırıklığı, düş kırıklığı vardır. Gönül kırıklığı da isteseniz de istemeseniz de kızgınlığa, kıskançlığa, acılı duygulara ve daha çok uyumsuzluklara yol açar. İşte bunun için bütün varlığınızla sevmeyi öğrenmek çok önemlidir. O zaman korkusuz olmayı, çatışmalardan, çelişkilerden kurtulmayı öğreneceksiniz. İnsan gençken sevgi en doğal şeydir, yüreğiniz sevgi doludur. Ama kısa sürede bu sevgiyi ana-baba, eğitimciler ve toplumsal çevre yok ederler. Bu yalınlığı, bu temiz yürekliliği korumak gereklidir. Çünkü sevgi yaşamın tadı ve tuzudur, büyüleyici kokusudur. Ama aynı zamanda son derce de güç birşeydir. Sevgi için büyük bir zekaya, bir içgörüye gerek vardır.
- Yaşam tuhaf birşeydir. Bir kez siz bir şey yapmakta son derce karalıysanız, beklenmedik şeyler olur. Yaşam size arka çıkar.
- Yaşam, korktukları için boyun eğenlerin yardımına hiç bir zaman gelmez. ama siz; ''istediğim şeyin bu olduğunu biliyorum, her ne pahasına olursa olsun bu istediğimi gerçekleştireceğim'' diyebiliyorsanız o zaman hiç beklenmedik bir mucizenin gerçekleştiğini göreceksiniz.
- Çevresine duvar örmemiş, kazandıklarıyla, biriktirdikleriyle, öğrendikleriyle kendini yük altına sokmayan, zamanın dışında, zamanın ötesinde, güven aramadan, güven peşinde koşmadan yaşayan bir zihin. İşte böyle bir zihin için yaşam olağanüstü güzel bir şeydir. Böyle bir zihin başlı başına yaşam, yaşamın ta kendisdir.
- Hapiste olduğunu fark etmeyen biri, hapisten çıkma arzusunu da içinde hissedemez.
- Özgürlük, canı ne isterse onu yapıp, dilediği yere gitmek, dilediğini düşünmek midir? Bunları zaten yapıyorsunuz. Bağımsızlık özgür olmak için yeterli midir? Dünyada pek çok bağımsız insan var ama gerçekten özgür olanlar çok az.