- Hikayeler nerde başlar, gerçek nerede biter?
- Bilen insan bilmiyormuş gibi yaşayamaz.
- Aşkın gözü kapalı uçurum keenarında yürümek olduğunu bilen biri aşık olur mu hiç?
- İnsanın en kötü yalanı kendine karşı olanıdır.
- Ey benim şahım; hayatımı bağışladın ama
karşılığında hikâyelerimi çaldın benden.
Oysa ben sadece hikâyelerde yaşayabilirdim.
Şimdi onlar tükendi ve benim hikâyem de sona erdi.
(Kitabın girişinde Şirazlı Sadi ' den yapılmış bir alıntı.) - "Sokakta birisi Sokrates'e hakaret etmiş, bir de tekme atmış. Sokrates hiç aldırmadan yürüyüp gitmiş. Durumu görenler niye bir tepki göstermediğini sormuşlar. O da 'Bir eşek beni ısırsa onu dava mı etmeliyim sizce?' demiş."
- Hayvanların tarihselliği yoktu; dün ve bugün arasında bir fark hissetmezlerdi. Bu tarihsel bilinç insana özgüydü ve hayvanları kıskanmamız için bir sebepti. İnsanın geçmişini araştırması acı veren bir deneyimdi. Mutlu olabilmenin tek şartı 'unutmayı' başarabilmekti."
- "Zenginlik insana ait bir özellik değil" diyorum. "Para insanın doğal bir parçası değil; kaybolabilir, çalınabilir, soyut bir kavram bir takım sıfırlar... Zaten hayatta anlamlı olan değerler parayla sahip olunamayanlar. Kitap, çalışacak insan, eşya alabilirsin ; ama bunlar bilginin, dostluğun, paylaşma duygusunun yerini tutamaz... "
- Aşk dendiğinde küçülüyordu her şey. O zaman gerçek aşka ne ad verdiğimi sordu. 'Karasevda' dedim..
- Oysa benim dostlarım dünyanın gelmiş geçmiş en akıllı ve en yaratıcı insanları: aristoteles, platon, ibn rüşd, faulkner, homeros, nietzsche, ibn haldun... Bunları hangi maddiyatla bir tutabilirsin?"