- Yastığın nemi yanağımı terk etmeden hatırladım gittiğin geceyi.Sobalı evlerin kömürlüğünde geçen çocukluğumdan başlayıp sensiz kaldığım geceye kadar tanık olduğum tüm haksız vedaları hatırladım.
- Kitaplardan başka nefes alacağım balkon kalmadı gerçeklikler şehrinde.
- Meğer her ayrılık, sevdiğin bir şairin intiharı gibiymiş. Beden kendini sonsuza gömüyor, sadece dizeler ve duygular kalıyor geriye...
- Meğer her ayrılık cesur bir bedelmiş..
- İçimde uzun bir cümle var, oturup yazsam sayfalar dolduracak bir cümle.. Uzun zamandır zihnimin, adresini bir tek benim bildiğim bir sokağında oturan, komşularıyla didişmekten, mahallelinin belası olmaktan hoşlanan bir cümle.. Eşyasız evinde bir aşağı, bir yukarı doğru yürüyor.. Arada pencerelerden dışarı bakıyor. Önünü görebilmek için, elinin tersiyle dağıtıyor sigarasının dumanını. Sokağın başında konserve kutusunu tekmeleyerek çifte kale maç yapan, attığı gole kendi dilinde sevinemeyen çocukları izliyor. İçimde ölü bir yazar var. Yazdığı kitapların bir satırını bile okumayan, artık istese de okuyamayacak olan, sağ elinin işaret parmağı, sigara sarısından mürekkep moruna dönmüş, tırnakları hala uzayan, cümleleri kederli bir yazar... Arada bir düşlerime geliyor. Ne yazdığımı soruyor.anlattıklarımı dinlemeden gidiyor...
- Bu kadar gevezeyken hayat, uykusuz gecelerimin zor bulunur rüyalarına sinen fısıltılardan fazlasını istemiyorum.. Ruhum kalemini çoktan kırdı..
- Karşısına dikilip, "Bırak imkansız olsun," demek isterdim her seferinde. "Alamayacağım oyuncakların, yaşayamayacağım aşkların, gerçekleşmeyecek devrimlerin hayalini alma elimden. Ancak inanırsam yürüyebilirim onlara doğru. O yürüyüşün taşlarını imkansızlık taşlarından döşeme. Bırak imkansız olsun, ben yine de inanayım sevdiklerimin ölmeyeceğine." Samodey
- Ertesi sabah konuşacağım seninle. Bütün o düşünceler elyazımdan bir heykele dönüştükten sonra. Şehrin kambur duruşuna aykırı bir gölge, görmezlikten gelinemeyecek kadar güçlü bir iz. Bir his. Kalabalık bir caddede sağa sola çarparak başladığı geceyi, koyu bir mezarlığın mermer kokan tenhalığında midesi bulanarak noktalayan, kulağı plastik küpeli bir köpek gibi yeniden okuyacağım bildiğim bütün kitapları. Sen, şehrin kahramanlıklarla dolu tarihini düşünürken, ben o kahramanlıkların harflerin farklı dizilişinden başka bir şey olmadığını fısıldayacağım içi geçmiş bir ağaca. Bak, hala fısıldamaktan söz ediyorum, korkak ruh iflah olmuyor, oysa biliyorum sonsuzluğa sadece haykırışların kalacağını. Sayfa : 13
- '' Bulutlar geçerken konuşur, '' demişti, '' ne dediklerini hemen duyman, hızlıca okuman lazım. '' Hayat da öyledir, geçer gider, iyi dinlemezsen, ne dediğini duyamazsın. Sayfa : 19
- Görünmeyen bir gemi / kendiliğinden gelecek / gitmesi gerekenler / eve götürecek...