AKP'nin açılımı: A'yakkabı, K'utusunda, P'ara

Ahmet Burhan Çakıcı, yaşadığı hadiseyi şöyle anlattı : 'Gümüşhane'de yolda bir kız çocuğunu kucağında bebeğiyle ağlarken gördüm. 16 yaşında evlendirilmiş, anne olmuş. Bebeğinin eli yanmış, ne yapacağını bilmiyor, çocuğuyla birlikte ağlıyor. Aslında orada bir anne ağlamıyor. İki çocuk ağlıyor.' Türkiye'de her üç evlilikten biri, çocuk gelin. Türkiye bu utançta Avrupa şampiyonu...

Memlekette herşey kötü gidebilir, tarihin en karanlık, en umutsuz günleri yaşanıyor olabilir. Acı çekeriz, mücadele ederiz, direniriz, gün gelir illa ki düzelir. Ama o kızı kaybedersen... Senin için hayatın boyunca hiçbir şey asla düzelmez. Git, tut elinden.

Sosyetik hanımlar, Umre'den sonra kutsal mekanları görmek için Kudüs'e de geçmişler. Amin falan oldum yani.

İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde Zeki Triko'nun bikinili reklam panosu, hacı adaylarının abdestini bozuyor diye beyaz perdeyle kapatılıyordu.

Türkiye'yi Afrika'ya yerleştirin, renk farkı olmasa sırıtmaz.

Tayyip Erdoğan, Siirt'te okul açılışı yaptı. Kara tahtanın başına geçti. Milli Eğitim'in yeni sloganını yazdı: Oku, Düşün, Uygula, Neticelendir... Küçük bir pürüz vardı. Baş harflerini dizince 'ODUN' çıkıyordu!

Sosyetik umreciler, İstanbul'a dönüşlerinde free shop'tan viski alırken yakalandı.

Eskiden tuvalete bile bir milyon liraya gidiliyordu, şimdi artık bir liraya gidiliyor be.

'Edebiyatçı' tarihi suçlarsa, fikir özgürlüğüne giriyordu. 'Tarih profesörü' savunursa, hapse giriyordu.