- Eğer kişi insanların mutluluk, sevgi, sevinç olarak tanımladıkları şeylerin tamamıyla yanlış temeller üzerine inşa edilmiş varsayımlar olduğunu keşfederse yüreğinde derin bir boşluk bulur. Onun için bu büyük boşluğu doldurmanın yegane çaresi de gerek kendisinin gerekse de başkalarının kaderleri üzerine kumar oynamasıdır. Bunu başarabilecek yeteneğe sahip birinin gücü her şeye kadirdir.
- Efendi her zaman en iyi parçayı kendine saklar...
- -Her türlü zenginliğe ulaşacak durumda olmana karşın süse gösterişe ehemmiyet vermiyorsun. Son derece alçakgönüllüsün. Yalnızca bir şey ilgini çok çekiyor. Mümkün olduğunca çoğuna sahip olmak istiyorsun. Şimdi tahmin edebilir misin? -Bana bir kitap getirdin. -İyi tahmin, Hasan. Bir kitap, Ama kimin?
- İnsana kainatın kalp atışlarını duyarmış gibi hissettiren gökyüzünde yıldızların parıldadığı bulutsuz gecelerden biriydi.
- Korkaklar bin kere, cesurlarsa bir kere ölür...
- Gökte parıldayan küçük yıldızlara baktı. Başını kaldırıp gökyüzüne baktığında kendisinin ne kadar küçük ve önemsiz bir varlık olduğunu hissederdi. Ve bu his ona mutluluk verirdi.
- Fedailer içleri kan ağlayarak Alamut uğruna verilen ilk şehitleri gördüler. Savaşı böyle elleri kolları bağlı vaziyette seyretmek dayanılmaz bir işkenceydi.
- Onlar bugün şartlar gereği kendilerini feda etmek zorunda kaldılar. Gerçek bir asker için en büyük onur düşmanla savaşmaktır. Bu yalnızca en büyük onur değil aynı zamanda en büyük mutluluktur da. Bu onur ve mutluluktan feragat eden biri gerçek bir kahraman olduğunu ispatlamış ve hususi bir saygıyı hak etmiş demektir.
- Savaş korkunç bir şey...
- Ne önemi var ki? Hayatımda ilk kez doğru dürüst bir şey yapma fırsatı bulmuşken atımdan düştüm. Kaderim kötü benim.