- "(...)Yani ulaşılacak nihai bir hakikat yoktu. O zaman ne yapmalıydık? Hiçbir şey bilemeyeceğini idrak edip, hiçbir şeye inanmayan biri bu durumda tutkularının peşinde arzu ettiği her şeyi yapabilirdi.
(...)
Kısa sürede ileri gelenlerin gerçeği kitlelerden bilinçli olarak sakladıkları kanaatine eriştim. Bencilce sebepler uğruna halkın cahil kalmasını arzu ediyorlardı." - Erkek kadının binlerce farklı melodiyle çalması gereken bir arpa benzer.
- Erkek kadının binlerce farklı melodiyle çalması gereken bir arpa benzer.
- Zaten insanlığın en büyük sırrı bu değil mi? Ne zaman ve nereden geleceği asla bilinmez ama beklenen önünde sonunda daima gelir.
- Biliyoruz ki ancak zerre kadar bir bilginin efendisiyiz. Kalan sonsuz büyüklükteki bilinmezliğinse kölesiyiz. Bizi gökyüzünü seyre dalan bir böcekle mukayese edebilirim. Böcek başını kaldırıp gökyüzüne bakar ve "Şu bitki sapına tırmanayım. Oradan yıldıza yetişebilirim gibi gözüküyor," der. Sabahtan akşama dek tırmanır. Sonunda en yukarı çıktığındaysa tüm çabalarının beyhude olduğunu fark eder. Zemin sadece birkaç adım altındadır. Ama gökyüzündeki yıldıza hâlâ işe başladığı anki konumu kadar uzaktadır. Üstelik artık daha yukarı tırmanmasını sağlayacak bir yol daha yoktur. İnancını kaybeder. Kainatın sonsuz büyüklüğü karşısında hiçbir şey yapamacağını idrak eder. Böylece tüm umudunu ve mutluluğunu sonsuza dek yitirmiş olur.
- ''Bildiğiniz gibi '' diyordu Allah Adem'i dört maddeden yaratmıştır.Önce toprak kullanmıştı ama bu çok sertti ve çabuk parçalanıyordu.Toprağı toz haline getirerek ikinci bir element olan suyla karıştırdı.Toz ve suyun karışımından bir kitle yaptı ve bu kitleye insan biçimini verdi.Ama yaptığı figür çok dayanıksızdı ve en küçük bir dokunuşta şeklini yitiriyordu.Bunun üzerine yaptığı insan figürünün dış kabuğunu kurutmak için ateşi yarattı.İnsan böylece kıvrak ve hareketli bir tene sahip olmuştu ama bedeni çok ağırdı.Bu nedenle göğsünün ortasından bir miktar malzemeyi geri aldı ve boş kalan yerin insan vücudunun sağlamlığını tehdit etmemesi için,oraya hava üfledi.Böylece dört ana maddeden oluşan insan vücudu son şeklini aldı.Toprak ,su,ateş ve hava.
İnsan vücudunun yaşam kazanması için diye devam etti hekim ''Allah ona bir ruh üfledi.Ruhun kaynağı ilahi olduğu için,vücudu oluşturan dört madde arasındaki uyum için son derece büyük bir öneme haizdir.maddeler arasındaki denge bozulur bozulmaz ruh da kaynağına ,yani Allah'ın kendisine döner. - Halkın kayıtsız ve tembel olduğunun farkına vardım ;onlar için kendimi harcamaya değmezdi.Boş yere onları uyandırmaya ve aydınlatmaya çalışmıştım.İnsanların büyük kısmının hakikatın ne olduğuna ilgi duyduğuna inanıyor musun yoksa ?Umurlarında bile değil ! Tek istedikleri rahatlarının bozulmaması ve hayal güçlerini canlı tutmak için masallar.Veya kimin haklı kimin haksız olduğunun onlar için bir anlam ifade ettiğini mi düşünüyorsun ?Asla! Yeter ki onların zavallı isteklerinin bir kısmını tatmin et.Artık kendimi boş hayallere kaptırmak istemiyordum.Madem ki insanlık bu şekilde artık ben de ulvi amaçlarıma ulaşmak için onu kullanacaktım.İnsanların aptallıklarının ve saflıklarının kapısını çalmıştım.Onların her türlü bencil isteklerinden ve zevklerinden kendi çıkarıma yararlanmaya başladım.
- Kendilerini tutsak olarak hissetmedikleri müddetçe tutsak değildirler. Öyle insanlar vardır ki koskoca dünyamız bile onlar için bir hapishaneden başka bir şey değildir. Çünkü onlar, kainatın sonsuz boşluğunu görmektedirler, milyonlarca yıldızı ve evreni seyretmektedirler ama bunların kendilerine ebediyen yasaklandığını bildikleri için, idrak ettikleri şey onları düşünülebilecek en büyük köleler haline getirmektedir: Zamanın ve mekanın köleleri.
- ''Denemediğimi mi sanıyorsun? İnsanlara hakikati anlatabilmek için yıllarca kelle koltukta gezdim, defalarca ölümden kaçtım. İnsanlar gerçekleri duymak istemiyordu, bu yüzden ben de onlara istedikleri şeyleri veriyorum artık..''
- Bu elementlerin fonksiyonlarını kaybetmeleri doğal ve gizemli dediğimiz iki şekilde meydana gelir.Doğal fonksiyon kaybı dört ölüm biçimine neden olur.Eğer birinin boğazını sıkarsak ya da bir şekilde nefes almasına mani olursak bu durumda onu hava elementinden mahrum etmiş oluruz.Kişi boğularak can verir.Eğer donarsa ateş elementinden mahrum kaldığı için ölür.Eğer vücudu bir şeye çarparak parçalanırsa da toprak elementi dağılmış olur.Bu durumda da ölüm kaçınılmazdır.